Bu sırada bir yığın yazılmamış psikiyatri raporuyla baş başa kaldım. | Open Subtitles | في تلك الأثناء, أكون وسط كومةٍ غير مرتبةٍ من التقارير النفسية. |
Bu sırada lütfen istasyon şefinize gidin ve acil durum stoku toplayın. | Open Subtitles | في تلك الأثناء, الرجاء الذهاب إلى رئيس محطتكم و جمع المؤن المهمة |
Bu sırada, İngiliz Parlamentosuna Fermanagh ve Güney Tyrone bölgesinden milletvekili seçildi. | Open Subtitles | في تلك الأثناء تم انتخابه لمجلس العموم البريطاني، عن فيرمان و جنوب تيرون |
bu arada, seni annelik onurunla gören herkesle temasa geçmen gerek. | Open Subtitles | في تلك الأثناء , عليكِ الاتصال بالجميع الذين شهدوا عظمتكِ كأم |
bu arada ben de ev ile ilgilenenler için çalışmalara başlayayım. | Open Subtitles | و فى تلك الأثناء سأقوم بإعداد المنزل ليكون متاحا لزيارات المشترين |
Fakat ben sadece Downtown Abbey'de kimin daha yakışıklı olduğu üzerine yaptığımız kavgada "Dük" diye bağırdım. | Open Subtitles | في تلك الأثناء , المرة الوحيدة التي أصرخ بـ(الدوك) هي حينما نتناقش بشأن من هو الأجمل في مسلسل (داون تاون آبي) |
Bu sırada, İngiliz Parlamentosuna Fermanagh ve Güney Tyrone bölgesinden milletvekili seçildi. | Open Subtitles | في تلك الأثناء تم انتخابه لمجلس العموم البريطاني، عن فيرمان و جنوب تيرون |
Bu sırada size içecek olarak ne getirebilirim? | Open Subtitles | ، و في تلك الأثناء ما الذي بامكاني أن أحضره لكِ من مشروب ؟ |
Bu sırada biz barış konuşalım mı? | Open Subtitles | و في تلك الأثناء لما لا نتحدث عن السلام؟ |
Bu sırada da sahip olduğumuz çocuğumuzun resitali var ve biz kaçırıyoruz. | Open Subtitles | وفي تلك الأثناء , الطفل الذي نملك في الحفلة ونحن نفوتها |
O yüzden Frank ve ben içeriye girmesini beklerken oturma odasında otururduk ve Bu sırada bütün o alışılagelmiş saçmalıkları yaparken beni güldürmeye çalışırdı. | Open Subtitles | لذا أنا وفرانك ينتهي بنا الأمر أنْ نجلس في غرفة المعــيشة في انتظار مقدمها وفي تلك الأثناء يحاول إضحاكي، |
Bu sırada arkadaşın bir mesaj yollanmak için kullanılacak. | Open Subtitles | في تلك الأثناء سنستعمل صديقك لنوصل رسالة |
Bu sırada, aklına girip büyük, kocaman bir kütüphane inşa etmiş olacaksın. | Open Subtitles | وفي تلك الأثناء أنت داخل عقلها تبنى منزلًا كبيرًا به مكتبة عملاقة للمهووسيين |
Bu sırada viskimin tadına bakayım. | Open Subtitles | وفي تلك الأثناء سأسكب لنفسي بعض الشراب |
Bu sırada Gob ise yerel bakımevinde hayır işi yapmaya başlamıştı. | Open Subtitles | في تلك الأثناء, بدأ (جوب) في أعماله الخيرية في بيت الرعاية |
Bu sırada bense arabamda "Boom, boom, pow" dinliyorum, güzel vakit geçiriyorum ve bebek gibi uyuyorum. | Open Subtitles | ...وانا في تلك الأثناء في سيارتي، و أحظى بوقت رائع, وأنام مثل الطفل |
Bu sırada Michael, mahkeme binasının bulunduğu sokağın karşısındaki bara teklifi okumak için gitti. | Open Subtitles | في تلك الأثناء, ذهب (مايكل), إلى حانة قابعة في الجهة المقابلة لقاعة المحكمة ليقوم بقراءة العرض الذي قُدم لهم |
İki, üç saat içinde. bu arada, bir iyilik yapar mısınız? | Open Subtitles | بعد ساعتين أو ثلاث، في تلك الأثناء هل تسدون إليّ خدمة كبيرة؟ |
Ve bu arada bir beyazı, buralardaki en önemli beyaz adamı öldürüp, 200 dolarını cebe attın! | Open Subtitles | نعم وفي تلك الأثناء قتلت رجلا مهما واستوليت على مبلغ 200 دولار |
Fakat ben sadece Downtown Abbey'de kimin daha yakışıklı olduğu üzerine yaptığımız kavgada "Dük" diye bağırdım. | Open Subtitles | يقوم بالصراخ (جون وين) في تلك الأثناء , المرة الوحيدة التي أصرخ بـ(الدوك) |