o saatleri bulmalısınız ve bunu düşmandan önce yapmalısınız çünkü O saatler ortaya çıkarsa o zaman fırtına geliyordur. | Open Subtitles | عليكم أن تجدوا تلك الساعات قبل أن يجدها العدو لأن هذه الساعات لو ظهرت مجدداً |
Ve o saatleri alamazsak bu çok da uzun sürmeyecek. | Open Subtitles | مما يعنى انة اذا طال الامر ولم نحصل على تلك الساعات |
Zihin sarayıma geri dönüp o saatleri yok edebilirim. | Open Subtitles | يمكنني العودة الى قصر عقلي وتحطيم تلك الساعات |
Taramalar için beklenen tüm O saatler boyunca yada ameliyat provalarında asla öğrenemedim onun... eski erkek arkadaşı yüzünden bir kırık kalbi olduğunu yada çocukken... attan düştüğü için kolunu kırdığını yada bunun gibi bir çok şeyi daha... hiç konuşmamız olmadı. | Open Subtitles | كل تلك الساعات التي مضت في دراسة الأشعة والتمرين على العملية ولم أعرف أبداً أنه كان لديها |
Bu saatlerin kocamın kişiliğiyle hiçbir alakası yoktu. | Open Subtitles | تلك الساعات ليس لها دور بماذا كان عليه زوجي |
Yatağımda oturduğun tüm o saatlerde. | Open Subtitles | طوال تلك الساعات التي جلستها بجانب سريري |
Zihin sarayıma geri dönüp o saatleri yok edebilirim. | Open Subtitles | استطيع العودة الى قصر عقلي وتحطيم تلك الساعات |
Ne yazık ki O saatler de bana uygun değil. | Open Subtitles | ياللأسى, ولكن تلك الساعات لاتناسبني |
O saatler kocama aitti. | Open Subtitles | تلك الساعات كانت لزوجي |
Umarım artık saatlerin içerisinde nasıl potansiyel bir tehlike olduğunu anlamışsındır. | Open Subtitles | اتمنى ان تكونا على علم بخصوص الخطورة المحتملة للمعلومة الموجودة في تلك الساعات |
O saatlerin onun hafızamızı silme yeteneğini mi temsil ettiğini düşünüyorsun? | Open Subtitles | اذن انت تعتقد بأن تلك الساعات تشير الى مقدرته على مسح ذاكرتنا ؟ |
Polis o saatlerde kayıtlarda görünen herkesle konuşmaya çalışıyor. | Open Subtitles | والشرطة حريصة علي التحدث مع أيّ شخص كان بالحديقة، خلال تلك الساعات يوم السبت. |
o saatlerde saldırılara karşı savunmasızdı. | Open Subtitles | "في تلك الساعات كان عرضة للهجمات" |