Chris'e not, polisleri ara ve o fotoğrafları görmem için randevu al. | Open Subtitles | ملاحظة لكريس، استدعاء رجال الشرطة وجعل التعيين بالنسبة لي لرؤية تلك الصور. |
Ve belki o fotoğrafları çekmene de izin veririm. | Open Subtitles | إذا وعدتني بأن لا تغضب أنا قد أسمح لك بأخذ تلك الصور. |
O fotoğraflar kamuya açık bir binaya ait. Hapishane halkın ödediği vergilerle yapıldı. | Open Subtitles | تمّ التقاط تلك الصور من ملكيّة عامّة، دفع دافعو الضرائب تكاليف ذلك السجن |
Yine de O resimleri çektiği için onu takdir etmeli. | Open Subtitles | حتى الآن, يجب عليك أن تعجب به لأخذه تلك الصور |
Bu fotoğraflar engelli insanları engelsiz insanların çıkarı için nesneleştirdi. | TED | هذه الصور، تلك الصور تحصر ذوي الإحتياجات الخاصة و تجعلهم أداة لصالح الأشخاص العاديين |
Senden istediğim eski Giant fotoğraflarını getirdin mi? | Open Subtitles | يمكنك الحصول على تلك الصور القديمة العملاقة سألت لك عنه؟ |
Ve belki o fotoğrafları çekmene de izin veririm. | Open Subtitles | إذا وعدتني بأن لا تغضب أنا قد أسمح لك بأخذ تلك الصور |
o fotoğrafları kilit altında tutuyorum. | Open Subtitles | هذا أمر مستحيل. لقد أبقيتِ تلك الصور بموضع مُحكم الإغلاق. |
o fotoğrafları sadece şantaj yapmak için kullanacağımızda net olalım. | Open Subtitles | .. أتمنى أن نكون نحن الإثنان متفقان على أن تلك الصور للإبتزاز فقط |
Sadece o fotoğrafları kurbanların ailelerine ulaştırmak istemiştim. | Open Subtitles | لقد أردتُ حقاً أن تعود تلك الصور إلى عائلة الضحيّة. |
O fotoğraflar bile seni ömürboyu içeri tıkmaya yeter. | Open Subtitles | تلك الصور كلّ نحتاج لوضعك جانبا لبقية حياتك. |
Çünkü Koç'un ölümüne O fotoğraflar sebep oldu. -Perşembe akşamı neredeydin? | Open Subtitles | لأننا التفكير هو تلك الصور التي حصلت مدربك قتل. |
Hope'un elinde O fotoğraflar olduğu sürece ilişkimiz ilerleyemez ve dünyaya açılamayız. | Open Subtitles | وطالما أن بحوزتها تلك الصور لا يمكننا التخرّج والخروج إلى العالم |
Kulüp evimizin duvarlarına asmak için O resimleri yapıyoruz. | Open Subtitles | ونحن نرسم تلك الصور ذ لتغطية جدران نادينا. |
Duydum ki siz ikiniz arkadaşmışsınız ama O resimleri duvarlarınızda göremedim. | Open Subtitles | قال الكثير أنكما كنتما صديقين, لكنني لا أرى تلك الصور على الحائط |
Bu fotoğraflar kitle ölümlerin başlatılmasından hemen önce çekildi. | Open Subtitles | صُوِّرت تلك الصور قبيل إبادة طائفة من السجناء. |
Öldürdüğün kadınların çektiğim fotoğraflarını falan. | Open Subtitles | كل تلك الصور التي إلتقطتها للنساء اللواتي قتلتهن |
Bu fotoğraflar buradan. Nasıl çektin Bunları? | Open Subtitles | هذه الصور من هنا كيف حصلت على تلك الصور من هنا؟ |
Charlie'nin bu resimleri asmak için yardıma ihtiyacı olur diye düşündüm. | Open Subtitles | فكرت أن تشارلي يمكن أن يستعين ببعض المساعدة من تلك الصور |
Ve bu konudaki ününüzü de duydum. Ama Şu fotoğraflara bir bakın. Jürinin göreceği şey işte bu. | Open Subtitles | وانا اعلم بسمعتك لكن انظر الى تلك الصور. |
bu fotoğrafları Mary'nin ailesine teslim etmek için Brooklyn Köprüsü'nden geçerken saldırıya uğramış. | Open Subtitles | وحصلت سرقة في طريقه عبر جسر بروكلين، تحاول توصيل تلك الصور للوالدين ماري. |
Dedektiflerimi şu fotoğrafları göstersinler diye oraya göndereceğim ama tahminimce mazeretleri doğrulanacaktır. | Open Subtitles | لذا سأجعل المحققين يديرون تلك الصور لكن أظنهم سيجدون حجة غياب |
bu görüntüleri elde etmek için gizli kamera yerleştirdim. | Open Subtitles | أخفيت كاميرا لأستطيع أن أعيد مشاهدة تلك الصور. |
Central Park'ta bulunmayanlar için bu resimler bunu tam olarak ifade edemeyebilir. | TED | ولكن، بالنسبة لمن لم يزرها، فلن يستوعب تلك الصور بشكل كامل. |
Kız. Bunlar, onun dokunduğunda yok olan halusinasyonlarıydı. | TED | كانت تلك الصور هلوسات والتي كانت تختفي في اللحظة التي يمسها فيها. |
o resimler de dosyalarınızda, çünkü 1080p çözünürlüğe ihtiyaçları yok diye düşündüm. | Open Subtitles | تلك الصور كانت في ملفك الخاص لأنني لم أعتقد أنهم يحتاجون لجودة 1080 |
O fotoğraflarda kim olduğu konusunda mantıklı bir açıklamam yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدي أي تفسير منطقي حول الذي كان موجوداً في تلك الصور |