Nedense Luck Boy'un o listeyi yaptığını sanmıyorum. | Open Subtitles | بطريقة ما، أنا لا أعتقد ولد محظوظ يجعل تلك القائمة. |
Oh, Prue, lütfen bana o listeyi yaptığını söyleme. | Open Subtitles | برو، لا تقولي بأنكِ مازلتِ تستعملين تلك القائمة ثانيةً |
Sen bir şeyler yapmaya başlarsan ben de yaparım. Oğlumu o listede istiyorum. | Open Subtitles | أنا سأعمل لك عندما تبدأ بالعمل لي أريد اسم طفلي على تلك القائمة |
Bu şekilde sağa sola gönderilmekten bıktım. Oğlumun o listeye girmesi gerekiyor. | Open Subtitles | أنا تعبت من المراوغة أحتاج اسم إبني على تلك القائمة |
- Üzgünüm. - Dur biraz. Bu listeyi sen mi yaptın? | Open Subtitles | إنتظري قليلاَ , أنا آسف هل قمتِ بعمل تلك القائمة ؟ |
Yayınladığınız O liste çok iyi bazı kamu görevlisinin kariyerine zarar verebilir ama bana zerre kadar zarar vermez. | Open Subtitles | تلك القائمة التى تطلقها قد تسبب الضرر لمسيرة مهنية لأشخاص يخدمون العامة بشكل جيد و لكنها لن تؤذنى للحظة |
Ölmeden önce görmen gereken süper yerlerin bir listesini yaparsan Universal İthalat bu listenin ilk sırasında yer alır. | Open Subtitles | إذا كنت ستضع لائحة بالأماكن الرائعة تماما لزيارتها قبل موتك فإن مبنى الصادرات العالمية سيكون على رأس تلك القائمة. |
O listeden silinen aktiviteler arasında sabahları sıçmak ve tüm duşlarım var. | Open Subtitles | تم إلغاء النشاطات الأخرى من تلك القائمة بالوقت الراهن بما فيها التغوط الصباحي والإستحمام |
Karşılığında o listedeki hiç birşeyden eksiğini beklemiyoruz. | Open Subtitles | لا نتوقع أقل من كل شيء على تلك القائمة بالمقابل |
Gerçekten Bay Shue, o listeyi kim yapmışsa, itiraf etmeyecek. | Open Subtitles | جديا يا سيد شو , أيا كان من صنع تلك القائمة لن يتقدم باعترافه |
İkiniz de buradaki riski biliyoruz. o listeyi kaybetmeyi göze alamayız. | Open Subtitles | كِلانا يعلم ما على المحك هنا، لا طاقة لنا بضياع تلك القائمة |
Neyin söz konusu olduğunu biliyorsunuz. o listeyi kaybetmeyi göze alamayız. | Open Subtitles | كِلانا يعلم ما على المحك هنا، لا طاقة لنا بضياع تلك القائمة |
o listeyi hiçbir şekilde için verme. | Open Subtitles | ليتمكن ديفيد من الحصول على أمر الاعتقال لا تسلمه تلك القائمة مهما يكن |
Çünkü o listede yaklaşık elli tane olası şüphelim var ve dürüst olmak gerekirse, listeyi biraz küçültmek işime gelir. | Open Subtitles | لأن لدي اكثر من 50 مشتبهاً به في تلك القائمة ولأكون صريحاً .. أنا أحتاج لبعض المساعدة في تقليص العدد |
Dikkatinizi çekmek isterim ki biz bir sürü havalı yerlerle birlikteydik o listede. | TED | الآن أود أن أشير إلى أننا كنا على تلك القائمة مع العديد من الأماكن الممتعة. |
Aferin. Şimdi o listeye üç tane daha yol ekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | أحسنت يمكنك الآن إضافة 3 طرق إلى تلك القائمة |
Babanıda o listeye eklemelisin. Anne, daha önce denedim... | Open Subtitles | عليك القيام بشيئ على تلك القائمة من أجل والدك |
Bu listeyi dün gece ben yaptım. | Open Subtitles | لقد قمت بعمل تلك القائمة بنفسي اللّيلة الماضية |
O liste için bir stenograf lazım. | Open Subtitles | سوف تحتاج إلى مختزل الكتابة لتكتب تلك القائمة. |
İşten çıkarılan vatmanların listesini aldın mı? | Open Subtitles | هل حصلت على تلك القائمة التي سئلتك عنها لسائقي القطارات الذين طردوا لسبب ما؟ |
Hırsız elmasları ayırıp satmayı deneyebilir ama O listeden kimseyle iş yapmayacağından emin olabilirsiniz. | Open Subtitles | لذلك قد يحاول اللص بيع الألماس، لكنّه لن يُجري أعمالاً مع أيّ شخص في تلك القائمة. |
Evet, o listedeki herkes yasal olarak zaten izleniyor. | Open Subtitles | أجل، كل واحد من تلك القائمة مراقب من طرف الحكومة |
5 kişilik ünlü sanatçı listesi yapacaktık ve sen de benimkilerden birisin. | Open Subtitles | كلانا لديه تلك القائمة لخمس اشخاص من المشاهير وكنت واحدة ضمن قائمتي |
Hayır, Walt öldürüldüğünde ona yakın mesafede olan 30 kişilik bir liste var elimde. | Open Subtitles | الّذين كانو في المجال الذي قُتِل فيه "والت" ـ و إسم "مولك" موجود في تلك القائمة |
Müthiş şehrimizin bu listeye girmesini istemezdim. | Open Subtitles | لم أرغب ابدا أن تنضم مدينتنا الكبيرة الى تلك القائمة. |
Siz ve O listenin dibinde yer alan 50 ülkedeki 50 arkadaşınız. | TED | أنت وأصدقاؤك الـ50 الآخرين من 50 دولة أخرى الذين في أسفل تلك القائمة. |
Kafamda bizi tekrar birleştirecek bir sürü şey vardı, ama sıçan yakalamak hiç bir zaman bu listede değildi. | Open Subtitles | من بين كل الأمور التي فكرتُ بها كي نعود لبعضنا الإمساك بأبوسوم لم يكن أبداً في تلك القائمة. |
Aslında, endişelendiğimiz ortadan kaybolan polen yayıcılarının bir kırmızı listesi var, ve bunlar da listenin en üstünde olanlar bir çoğu kleptroparazitler, ve aynı zamanda yaban arıları. | TED | وفي الواقع ، هناك الآن قائمة حمراء للملقحات نحن قلقون من أن اختفت ، وعلى رأس تلك القائمة الكثير من هذه الطفيليات ، ولكن أيضا هي نحل. |