Hepsi de sizi ve bu davayı seve seve jüri önüne çıkarmak ister. | Open Subtitles | .. و الذين يسعدهم أن يأخذوك أنت و تلك القضية أمام هيئة المُحلفين |
Büyük ortaklar senin bu davayı layığıyla yürütebileceğine dair inançlarını kaybettiler. | Open Subtitles | فقد الشركاء الكبار ثقتهم في قدرتك علي توليك تلك القضية بفاعلية |
Bu dava hâlen yürütülüyor ayrıca General ilgisiz bir suçlamadan hapiste zaman geçiriyor. | Open Subtitles | تلك القضية في المحاكم حاليا حاليا الجنرال في السجن لتهمة غير متعلق بها |
Peki bu davada siz, jüri üyelerinden biriyle ilişkiye mi başlamıştınız? | Open Subtitles | وهل كانت لكِ علاقه مَع أحد المحلفين في تلك القضية ؟ |
Bıçak hakkında hiçbir şey bilmiyorum. o davayı unutmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لا أعرف أى شىء عن السكين أحاول نسيان تلك القضية. |
O dava çantada keklikti. | Open Subtitles | بينما كان ربح تلك القضية مضمونة في جيبنا |
Komiserim, Bu davanın sizin için ne demek olduğunun farkındayım. | Open Subtitles | ايها الملازم انا ادرك مدي أهمية تلك القضية بالنسبة لك |
Ama bu davayı ne kadar ciddiye aldığımı ve nedenini bilmeni istedim. | Open Subtitles | لكن اردتك ان تعلم كم جاد انا بخصوص تلك القضية و لماذا |
bu davayı onunla, ne olursa olsun... tartışmanı istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد منك أن تتناقشى معها بخصوص تلك القضية بأى شكل أو أية طريقة |
- bu davayı duymadınız mı? | Open Subtitles | هل تقولين بأنك لم تسمعي شيئاَ عن تلك القضية ؟ |
Size bu davayı gümüş tepside sunabilirim. | Open Subtitles | انا اضع تلك القضية فى يدى على طبق من فضة |
Konu şu. Herkes Bu dava için çalışıyor. | Open Subtitles | هذه ليست الفكرة ، الفكرة هى أن كل شخص فى هذه الشركة يعمل فقط على تلك القضية |
Gizli serviste, haftasonları Bu dava üzerinde çalışan arkadaşlarım vardı. | Open Subtitles | كان لدي بعض الأصدقاء في الخدمة السريّة كانوا يعملون على تلك القضية في عطلات الأسبوع |
Bu dava nedeniyle öldürüldüğüne emin miyiz? | Open Subtitles | هل نحن واثقون من تعرضها للقتل فعلاً ؟ بسبب تلك القضية ؟ |
Çünkü bu davada, ben de ölmeye hazırım. | Open Subtitles | لأنه في سبيل تلك القضية أنا أيضا مستعد للموت |
Belki başka biri, bu davada daha iyi karar verebilir, ama olacaklardan ben sorumluyum. | Open Subtitles | مع السلامة سيدي تلك القضية كان يمكن أن تدار من قبل قاضي أفضل كل ما حدث سيكون عيبي هل انت غاضب ؟ |
Bu adam mertçe, iki hafta içinde bu davada tanıklık etmeyi kabul etti. | Open Subtitles | بشجاعة ، وافق هذا الرجل على الشهادة قبل أسبوعين من تلك القضية |
Biliyorum. o davayı bir de temyizde görmek isterim. | Open Subtitles | أجل، أعلم، أعلم أرغب برؤية تلك القضية في الاستئناف |
O dava ile ilgili hiçbir yerde bilgi yok. | Open Subtitles | ولا يوجد أي سجل عن تلك القضية في أي مكان |
Afedersiniz.Bu davanın hazırlığı için Adalet Baklanlığındaydım, | Open Subtitles | عذراً. لقد كنت فى وزراة العدل أتحضر من أجل تلك القضية |
Ve O davada adalet sağlanmadığını da biliyorum. | Open Subtitles | وأعلم أنك لم تحصل على العدالة في تلك القضية |
NCIS iki yıldır bu davayla uğraşıyor. Daha ne kadar beklemem gerekiyor? | Open Subtitles | مركز التحقيقات عنده تلك القضية منذ عامين |
O dava bu şehri neredeyse mahvediyordu. | Open Subtitles | تلك القضية كادت ان تدفن المدينة |
Avukat Cavalier'nin kibarca benim üstüme yıktığı şu dava. | Open Subtitles | إنها تلك القضية التي تكرم كليفيير بتوكيلي عليها |
1973 yilinda çalistiginiz bir dava hakkinda konusmak istiyordum. | Open Subtitles | أردتُ أن أُحدثُكَ حول تلك القضية التي أدرتها، في الـ1973 |
Şüphelisi polis soruşturmasında yer aldığı sürece bu davaya devam edemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا الإستمرار في تلك القضية بينما له علاقة بشرطة التحقيقات |
Bu davadan bir an önce kurtulmamız lazım. | Open Subtitles | يجب أن نخرج من تلك القضية بأسرع ما يمكننا |