Bu tepkiden bıkmış oluyorlar ama bu duyguların sebebini bilmiyorlar. | Open Subtitles | و هم لا يعلمون حقيقة من أين أتت تلك المشاعر |
Bütün o duygular; suçululuk, öfke ve üzüntü var ya, | Open Subtitles | كما تعلمين، كُلّ تلك المشاعر من الشعور بالذنب والغضب والحزن؟ |
Şu anda o hislerin ne olduğunu bilmiyor olabilir ama kızımı tanıyorum ben. | Open Subtitles | قد لا تعرف كيف تتعامل مع تلك المشاعر الآن... لكني أعرفها، وهي موجودة... |
Ben diliyorum ki Bu duyguları tek hisseden ben değilimdir. | Open Subtitles | أنا أتمنى لم أكن أنا الوحيد من يحمل تلك المشاعر |
Böylece bütün o hisleri bastırmak zorunda bırakıldı ve er ya da geç O hisler yayıldı. | TED | لذا كان عليه أن يدفع بكل تلك المشاعر تحت السطح، وكُبِتَت هذه المشاعر في النهاية. |
Bu çağın kırık kalbini... yansıtıyorsun. | Open Subtitles | تلك المشاعر إنه شئ يكسر القلب |
Şimdi Bu hislerin geçerli olduğunu varsayalım. | Open Subtitles | دعونا نأخذ دقيقة للتحقق من صحة تلك المشاعر |
Ama bu duygular üstünde durmama gerek yok herhalde. | Open Subtitles | لكن ل لا أعتقد أنك بحاجة لي لتوضيح تلك المشاعر. |
Böyle duygulara ulaşmak senin için zor olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أنّه شكّل تحدياً إليكَ للوصول إلى تلك المشاعر |
Ayrıca bu duyguların ufak bir şeklini daha önce de hissettin. | TED | بالإضافة، لقد شعرت بمثل تلك المشاعر من قبل، نوع ما بشكل مصغر. |
bu duyguların ortak çıkarımıza hizmet etmesini umuyor. | Open Subtitles | كان يأمل أن تعود تلك المشاعر علينا بالفائدة المتبادلة |
bu duyguların ilginç olduğunu, anlıyora benzemiyorlar ama dünya da ilginç. | Open Subtitles | يبدو أن الناس لا تفهم تلك المشاعر المثيرة للاهتمام لكن العالم يستحق أن نكتب عنه هل تريد قهوة ؟ |
Birbirimize tarif ederken bile güçlük çektiğimiz o duygular. | TED | أنتم تعلمون، تلك المشاعر التي نستصعب وصفها لبعضنا؟ |
Tüm o duygular etrafta uçuştuğu için ortalık dağılıyor mu? | Open Subtitles | هل يغدو الأمر فوضويًّا مع كلّ تلك المشاعر المترامية هنا وهناك؟ |
o hislerin olmasaydı şimdi bu durumda olmayacaktık. | Open Subtitles | لمْ نكن لنعرف بعض .لولا تلك المشاعر |
Her gün bir başka ülkede dar kafalı politikacıların Bu duyguları sömürmeye başladığını görüyoruz. | TED | وفي البلد تلو الآخر، نرى السياسيين المتعصبين يستغلون تلك المشاعر. |
Bu duyguları hissettiğimizde, geçene kadar dua ederiz. | Open Subtitles | وعندما تراودنا تلك المشاعر نصلي فتمر الحالة بسلام. |
Ancak, Sangmin'in büyükbabasının ölümüyle birlikte o hisleri gömdüm. | Open Subtitles | على أية حال، بعد أن ماتت الجدّة سانجمان دسست تلك المشاعر بعيدا |
Bu çağın kırık kalbini... yansıtıyorsun. | Open Subtitles | تلك المشاعر إنه شئ يكسر القلب |
O hisler beynine koyuldu. | Open Subtitles | بل تلك المشاعر تم وضعها بها |
Bu hislerin kaybolmasını benden çok isteyen olamaz ama bir türlü olmuyor işte. | Open Subtitles | لا يرغب أحد في زوال تلك المشاعر أكثر مني لكني لا أستطيع ذلك, لقد حاولت |
Ama açıkçası bu duygular hep içimdeymiş. | Open Subtitles | لكن الحقيقة هي أن تلك المشاعر كانت بداخلي طوال الوقت |
Hayır, elbette. Böyle duygulara hiç sahip olmadım. | Open Subtitles | لا ، بالتأكيد لم يكن عندي تلك المشاعر من قبل |
Şahane bir deneyimdi. Ama eve gidince birden herkesle bağlantım koptu aniden dört duvar arasına kısıldım. bu hisler beni hayrete düşürdü. | TED | لقد كانت تجربة رائعة .. ولكن عندما عدت الى المنزل شعرت فجأة بالانفصال التام ... وكأن الكهرباء انطفأت وقد كانت تلك المشاعر غريبة .. |
Ve bu tarz kitaplar bu hisleri, bu büyük duyguları alır ve kitaplar Bu duyguları güvenli bir şekilde aktarmanı sağlar. | Open Subtitles | إذن بعض من تلك الكتب تأخذ تلك المشاعر هذه المشاعر الكبيرة تتيح لك أن تخرجهم بنوع آمن من الزيادة والنقصان ، كما تعلم |
Ona karşı hissettiğim tüm hisler bastırınca kalkıp gittim oradan. | Open Subtitles | عادت تلك المشاعر القديمة بسرعة، لذا نهضت و غادرت |