İhtiyacın olan şeyi sana vermediğim için beni suçluyorsun. | Open Subtitles | تلومينني على أني لم ألبِّ حاجتك في الوقت المناسب |
Kafama bir şarap şişesi fırlatıyor, ve sen de beni mi suçluyorsun? | Open Subtitles | هددتني و قذفتني بزجاجة من الشراب و أنت تلومينني |
Beni her şey için suçluyorsun. Sen de hiçbir şeyin sorumluluğunu almıyorsun. | Open Subtitles | أنت تلومينني على كل شي ولا تتحملين مسؤولية أي شيء |
Bu konuşmayı tekrar yaparsak beni suçlama ve tekrar ve tekrar... ve tekrar... | Open Subtitles | لا تلومينني إذا مررنا بنفس المحادثة مرة أخري، و أخري و أخري و أخري، و أخري |
Danny'e olanlar için beni suçladığını biliyorum. | Open Subtitles | أنا اعلم أنكي تلومينني على ماحدث لـ داني |
Desteğini alıp alamayacağımı öğrenmek istediğim için beni suçlayabilir misin? | Open Subtitles | أقصد, هل تلومينني على إرادتي لمعرفة إذا كان لدي دعمك؟ .. و |
Tavsiye almak için içi geçmiş bir ahtapota gidiyorsun, sonra da başına gelenler için beni mi suçluyorsun? | Open Subtitles | قصدتِ أخطبوطاً ميّتاً منذ زمن طلباً للنصيحة، و تلومينني على مشاكلك ؟ |
Beni, senin gibi iki de bir ayağa kalkmadığım için mi suçluyorsun? | Open Subtitles | هل تلومينني لأنني لا أنهض دائما مثلك؟ |
Bunun için beni mi suçluyorsun? | Open Subtitles | أفترض أنكِ تلومينني على ذلك، ها؟ |
Geçen gece için beni mi suçluyorsun? | Open Subtitles | انت تلومينني بشأن ما حدث ليلة البارحة؟ |
Mercy, beni çok suçluyorsun biliyorum. | Open Subtitles | "ميرسي" أعلم أنكِ تلومينني على الكثير من الأشياء |
Ve sen de tutmuş yok ettiğim o fotoğraf için beni mi suçluyorsun. | Open Subtitles | وأنت تلومينني على التخلص من تلك الصورة |
Ve gözyaşları döküp, beni suçluyorsun. | Open Subtitles | و بدموعك ، تلومينني |
Hayır, söyle hadi. Beni suçluyorsun. | Open Subtitles | لا، تفضلي أنتِ تلومينني |
Bu işe bile bile girdin. Şimdi saymayı bilmediğin için beni suçlama. | Open Subtitles | انت دخلت الى هذه بمحض ارادتك ومن ثم تلومينني لإنك لا تعرف العد ؟ |
Kendi hatan yüzünden beni suçlama. | Open Subtitles | لا تلومينني على الفوضى التي تسببتِ بها |
Sana aşık olduğum için beni suçlama. | Open Subtitles | "لا تلومينني على وقوعي في حبكِ" |
Kaybettiğin bebek için beni suçladığını da biliyorum. | Open Subtitles | و أعرف أنك تلومينني على فقدانك للجنين |
Bak, İran'a geldiğim için beni suçladığını biliyorum. | Open Subtitles | إسمعي، أعلم أنّكِ تلومينني على قدومي إلى (إيران) في الأصل. |
O acı mektubu gönderdikten sonra bunu yaptığım için... beni suçlayabilir misin? | Open Subtitles | هل تلومينني بعد إرسالكِ لي تلك الرسالة اللاذعة رسالة ؟ |
Tamam, belki öyle diyordum ama beni suçlayabilir misin? | Open Subtitles | حسنا ربما كنت لكن هل تلومينني على هذا؟ |