"تماماً على" - Traduction Arabe en Turc

• tam olarak
• tümüyle

Fikir fazla iç karartıcıymış. Karakterler tam olarak istediği gibi değilmiş.
إن الفكرة محبطة للغاية ، و الشخصيات ليست تماماً على الشاكلة التى ترغب فى رؤيتها

Sıkı çalışıp plana tam olarak uyarsan yeni arkadaşınla biraz vakit geçirebilirsin.
لو درستِ بجدية وواظبت تماماً على الخطة، بإمكانك أن تقضي بعض الوقت مع صديقك الجديد.

Bunun için, tam olarak ne olacağını biliyoruz. Tamamen kontrolümüz altında.
نعرف تماماً ما سيحدث ونسيطر تماماً على الوضع

tam olarak istediğin şeye sahip olmanı istediğini söylemişti.
أذكر قوله أنه أراد أن يحصل تماماً على ما طلبتِ

Aşkı anlamaya çalışırken, dünyanın her tarafından şiirler okumaya karar verdim. Size 8. yüzyılda Çin'de yazılmış çok kısa bir şiiri okumak istiyorum. Bu şiir, tümüyle belirli bir kadın üzerine odaklanmış bir adamı gösteren mükemmel bir örnek.
وفى محاولة لفهم الحب الرومانسي وددت لو إستطعت أن أقرأ كل شعر العالم و ما أريد أن أقرأة عليكم هو قصيدة صينية قصيرة جداً تعود إلى القرن الثامن وهذا لأنه خير مثال لرجل يركز تماماً على إمرأة بعينها

John hakkında artık düşünmüyoruz bile. tümüyle Mary'ye odaklandık.
نحن لا نفكر حتى في جون. أنه مُركز تماماً على ماري.

Kusura bakma, ama kim olduğun konusunda kendini bana tam olarak kanıtlayamadın.
لا مخالفة ، لكني لَستُ مباعَ تماماً على أن تكوني التي تَقُولي بأنّكِ أنتِ

Açık konuşmak gerekirse, bu görevi kabul etmeni tam olarak onaylamıyorum.
لِكي أكون صريحَ، أنا لا غير موافق تماماً على اخذك هذا المنصب

Benim karım da tam olarak yaşam tarzımı onaylamıyor ve sürekli değişip, eski halime dönmemi bekliyor, ki bu da çok manasız.
لم توافق زوجتي تماماً على اسلوب حياتي أيضاً, لكنها تتوقع مني أن أتغير و وأعود لسابق عهدي, و هذا سخيف

Nasıl oluyor da hep tam olarak istediğine kavuşuyorsun?
كيف تستطيعين دائماً الحصول تماماً على ما تريدين ؟

Hayır, tam olarak arkadaş sayılmayız.
لا، ليس تماماً على الأقل ليس بعد

Leon kim ve nasıl biri olduğumu tam olarak kavrayabildiğini sanmıyorum.
ليون... لأعتقد بأني علمتك تماماً على المواضيع الهامة حول أهميتي وما أنا قادر على فعله

Evinizde bulunan bıçak ucu, Bay Reichman ve cinayet silahına tam olarak uyuyor.
هذه قمة سكينٍ وجناها بمنزلك (سيد (رايكمان وإنها مناسبة تماماً على سلاح الجريمة

Hayır, demek istediğim giydiği kıyafet tam olarak o kostümmüş, etikette yazıyor.
كلاّ. أقصد أنّها كانت ترتدي زي (ذات الرداء الأحمر)، إنّه مكتوب تماماً على الرقعة.

Theon, tam olarak ailemize sırtını dönüyor.
-إنقلب (ثيون) تماماً على عائلتنا .

Bütün bunlar bize; Evren'de nelerin olduğuna, yıldızların nasıl oluştuğuna ve en sonunda elbette bütün bu karmaşada bizim nasıl olduğumuz konularında tümüyle bambaşka bir bakış açısı getiriyor.
لذلك هي تسمح لنا حقاً بالحصول على زاوية مختلفة تماماً على ما هناك في الكون و كيف تكونت النجوم و في النهاية بالتأكيد كيف أصبحنا خارج كل هذه الفوضى.

İşin gerçeği artık orada çalışıyor olmamam gerektiği konusunda tümüyle mutabık kaldık.
في الحقيقة لقد اتفقنا تماماً على أنه لا يجب أن أعمل هناك بعد الآن