| Sende Tıpkı babam gibi bizim iyiliğimiz için sert oluyordun. | Open Subtitles | لقد كنت تتصرف بصلابة من أجلنا كلنا تماماً مثلما كان أبى |
| Harika bir masa. Tıpkı evdeki gibi. | Open Subtitles | مائدة جيدة , تماماً مثلما يوجد فى بلادنا |
| Tıpkı, Rango'nun o hayvancıkları kurtarmadığı gibi. | Open Subtitles | تماماً مثلما ''رانجو'' لم ينقذ الحيوانات |
| İlk görüşte birbirimize aşık olduk aynen annem ve babam gibi. | Open Subtitles | كان حباً من النظرة الأولى تماماً مثلما حدث مع أمي وأبي |
| Yer yatağına takılıp kalmasının sebebi büyük ihtimalle zihnindeki yoğun dopamin aktivitesi. Bizim durum da aynen bu. | TED | لقد أصبح أسير حصيرة الخيرزان، ربما لزيادة نشاط الدوبامين فى دماغه، تماماً مثلما يحدث معك و معي. |
| Karşılığında aldığın paranınsa çocukluğumda yaptığın gibi bir yerin altında gömülü olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | اعرف ان المال الذي جنيته منه ربما دفن تحت في مكان ما تماماً مثلما اعتدت ان تفعل انت عندما كنت انا طفلاً |
| Biz seni devlet projesinde çalışan bir doktor olarak tanıtırız. Tıpkı seni bir önceki kez gördüğü gibi. | Open Subtitles | سنقدّمك بصفة دكتور بمُهمّة حكوميّة، تماماً مثلما رآك في آخر مرّة. |
| Sesinden anlayabiliyordum, Tıpkı küçüklüğündeki gibi. | Open Subtitles | بإمكانك سماعه في صوتها تماماً مثلما كانت طفلة صغيرة. |
| - Tabii ki, Tıpkı bizim gibi... ..onun da uçaktaki her yere giriş izni var. | Open Subtitles | بالطبع. لديه إذن دخول إلى الطائرة كلها، تماماً مثلما نفعل |
| Tıpkı dedemin yük gemisine bu limanda binip Pasifik'e Japonlar ile savaşmaya gitmesi gibi... | Open Subtitles | تماماً مثلما فعل جدي عندما استقل سفينة النقل في حوض الإرساء هذا وأبحر إلى المحيط الهادئ لمقاتلة اليابانيين |
| Şimdi yapacağımız şey, Tıpkı vücudumun elektrik potansiyelini kaydetmem gibi, bu bitkinin, mimozanın elektrik potansiyelini kaydedeceğiz. | TED | فما سنقوم بعمله الآن، تماماً مثلما سجلت الجهد الكهربائي لجسدي، سنقوم بتسجيل الجهد الكهربائي لهذه النبتة هنا، هذه الميموسا. |
| Tıpkı East Hampton'daki otel gibi. | Open Subtitles | تماماً مثلما كان فى فندق "إيست هامبتون " |
| Tıpkı bizim savaştığımız gibi ve bizden dua ve desteklerimizi eksik etmememizi istiyor. | Open Subtitles | ...تكافح ضد قوات العدوان الغاشم... ...تماماً مثلما نفعل نحن... أنهم يطلبون تعاطفنا و عوننا |
| Tıpkı araplardan ve bombaladığınız çocuklardan nefret etttiğiniz gibi. | Open Subtitles | تماماً مثلما تكره العرب... وتقصف الأطفال. |
| Tıpkı Araplardan ve bombaladığınız çocuklardan nefret ettiğiniz gibi. | Open Subtitles | تماماً مثلما تكره العرب... وتقصف الأطفال. |
| Yavrular baharda bile ısınmak için, Tıpkı babalarının kara kış boyunca yaptığı gibi birbirlerine sokulmalıdır. | Open Subtitles | حتىفيالربيع، يجب عليهم التجمع معاً من أجل الدفء... تماماً مثلما فعل أبائهم في أعماق الشتاء... |
| Tıpkı Devilicus gibi Warrior Angel'ın ayağa kalkıp dünyayı kurtarmasını sağlayacağım. | Open Subtitles | (تماماً مثلما جعل (ديفيليكاس واريور أينجل) يقف على قدميه وينقذ العالم) |
| Onlar da Tıpkı babam gibi hastaydı. | Open Subtitles | لقد كانوا مرضى تماماً مثلما كان أبى |
| Kurt aynen hatırladığım gibiydi, hatta daha iyi, çünkü bu sefer... ortada işi bulandıran duygusal bağlar yoktu. | Open Subtitles | إنه تماماً مثلما أتذكره ..أفضل.. لأن هذه المرة |
| Belki senden hep saklıyordum aynen senin gerçekte kim olduğunu benden sakladığın gibi. | Open Subtitles | ربما كنت أخفي ذلك عنك منذ زمن طويل تماماً مثلما كنت تخفي عني حقيقتك |
| Birincisi, senin yaptığın gibi, kapıyı tekmeleyerek, veya yanan binalardan atlayabilecek bir sürü eski katil vardır. | Open Subtitles | أولاً ، هناك ألف مجرم سابق يستطيع . كسر الأبواب ، والقفز من المباني المحترقة . تماماً مثلما تفعل |