Fark edemediysen diye söylüyorum bu aile zor bir dönemden geçiyor ve sen her şeyi çok daha zor yapıyorsun. | Open Subtitles | هل لاحظت أن هذه العائلة تمر بوقت عصيب و أنت تجعل الامور أسوا بكثير |
Tamam, çok dengesiz biri ve şu aralar zor bir dönemden geçiyor, tamam mı? | Open Subtitles | حسنا، انها جدا غير مستقرة عقليا والآن انها تمر بوقت عصيب جدا. حسنا؟ |
Zaten zor bir dönemden geçiyor, üstüne gidip daha da zorlaştırmak istemedim. | Open Subtitles | إنها تمر بوقت عصيب. لم أرد أن أزيده حِدة. |
zor zamanlar geçirdiğini duydum. Yapabileceğimiz bir şey varsa, buradayız. | Open Subtitles | سمعت بانك تمر بوقت عصيب اذا كان بوسعنا تقديم شيء , نحن هنا |
Annen öldüğünden beri, zor zamanlar geçirdiğini biliyorum... | Open Subtitles | أعلم أنك تمر بوقت عصيب منذ أن توفت أمك |
zor zamanlar geçirdiğini biliyordum ama bu kadarını beklemiyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف أنك تمر بوقت عصيب ... لكني لم يكن لدي أدنى فكرة |
Bu aralar zor günler geçiriyor. | Open Subtitles | انها تمر بوقت عصيب بعد عودتها للمنزل |
zor günler geçiriyor. | Open Subtitles | إنها تمر بوقت عصيب |
Dana'ya biraz kibar davran. zor bir dönemden geçiyor. | Open Subtitles | كن لطيفا مع دانا انها تمر بوقت عصيب |
Şirket zor bir dönemden geçiyor. Niye şimdi? | Open Subtitles | إن الشركة تمر بوقت عصيب فلمَ الآن ؟ |
Tatlım, annen çok zor bir dönemden geçiyor. | Open Subtitles | حبيبتى أمك تمر بوقت عصيب |
zor bir dönemden geçiyor. | Open Subtitles | إنها تمر بوقت عصيب |
Senin aksine, zor bir dönemden geçiyor. | Open Subtitles | ،إنها تمر بوقت عصيب بعكسك |
B.l.G., bak, zor zamanlar geçirdiğini biliyorum ama annen için güçlü olman gerekecek. | Open Subtitles | انظر (بيغ) انا اعلم انك تمر بوقت عصيب الأن لكن يجب ان تكون جندي لأجل والدتك |
zor zamanlar geçirdiğini söyledi. | Open Subtitles | قال أنها كانت تمر بوقت عصيب |
Sadece zor günler geçiriyor. | Open Subtitles | لكنّها تمر بوقت عصيب |
Michelle şu anda zor günler geçiriyor. - O kadar. | Open Subtitles | "ميشيل" تمر بوقت عصيب الآن |