Fakat kaçarken bile, silah arkadaşlarını kurtarmak için birkaç İskit öldürmeyi başardı. | TED | لكن حتى عند هروبه تمكن من ذبح بعض السكيثيين وأنقذ بعض الرفاق. |
Ama şimdi çipin çıkarılmasıyla bu adam benim için indeksi deşifre etmeyi başardı. | Open Subtitles | لكن الآن، و دون الرقاقة، هذا الشخص تمكن من فك تشفير القائمة لأجلي. |
Ama Jack adadan kaçtı ve o tek kurşun hala duruyor. | Open Subtitles | لكن جاك تمكن من الهروب من الجزيرة ولازالت تلك الطلقة معه |
Tyson'ı nasıl iyileştirdiğini açıklamaz. | Open Subtitles | حسناً هذا لايفسر كيف تمكن من معالجة تايسون |
1989 yılında çekişmeli bir devirden sonra Biocyte'i ele geçirdi. | Open Subtitles | في عام 1989 تمكن من السيطرة على أسهم الشركة |
İkisini de ıssız bir yere çekmeye başarmış, demek ki ne yaptığını biliyor. | Open Subtitles | لقد تمكن من إستدراج كلتاهما إلى مكان معزول مما يعني انه ناجح بالإغواء |
Başka kimler buraya gelebildi? | Open Subtitles | لذا من ايضا من اعضاء الفريق تمكن من العودة هنا ؟ |
Midyeyi öğüttü ve ondan bazı kimyasal maddeler elde etmeyi başardı, bulduğu maddelerden biri enzim idi, ona Lüsiferaz dedi, diğer maddeye de Lüsüferin adını verdi. İsimleri Lusifer'den geliyor, yani ışık taşıyan demek. | TED | طحنها و تمكن من استخراج زوج من المواد الكيميائية، انزيم يسمى لوسيفراس، الركيزة وسماها لوسيفرين بعد لوسيفير حامل الضوء. |
Bir kez daha gördüğünüz gibi Aakash Oberoi basından kaçmayı başardı. | Open Subtitles | كما ترون .. مرة أخرى .. أكاش أوبيروى تمكن من تفادى الصحافة |
Altıncı Kincho, menfur başkandan öcünü alırken Tama rakunlarının gelecekteki operasyonları için, önemli bir meblağ toplamayı da başardı. | Open Subtitles | كينشو السادس ,بينما ينتقم من رئيس تلك الشركة ايضا تمكن من سرقة المال الكافي لعملية الراكون المستقبلية |
Öğlende kaçtı ve sen de bana nerede olduğunu söyleyeceksin. | Open Subtitles | لقد تمكن من الهرب عصر اليوم. وان ستخبرني أين هو. |
Onu cadı avcılarına karşı kullanırken gördüm. Bu şekilde kaçtı. | Open Subtitles | رأيتهُ يستخدمها ضد صائدو السحرة ، هكذا تمكن من الهرب. |
Hedef kaçtı. Tekrar ediyorum, hedef uzaklaştı. | Open Subtitles | الهدف تمكن من الهروب أكرر الهدف تمكن من الهرب |
Haklısın, kendi uçaklarımızdan biriyle Air Force Ona'ı vurmak da zordu, ama bunu başardı. | Open Subtitles | لقد كان من الصعب اسقاط طائرة الرئيس بإحدى مقاتلاتنا الشبح، ولكنه تمكن من هذا |
Burdick Atwood'a Riemann'ı çözdüğünü söyledi. Atwood soygunculuk için potansiyel gördü, Carl Mittendorf'a anlattı. | Open Subtitles | أخبر بورديك أتوود بانه تمكن من حل فرضية ريمان فيرى اتوود وجود إحتمال للسرقة، فأخبر كارل ميتوندروف |
Yükleyici, nükleer güç santrallerinin kontrolünü ele geçirdi. | Open Subtitles | الصاعق تمكن من السيطرة على المفاعلات النووية. |
Televizyon beynini ele geçirdi ve algılarını tahrip etti. | Open Subtitles | ذلك التلفاز تمكن من عقلك وقام بتدمير مدركاتك الحسية |
Neyse ki çalışmalarının çoğuyla Naziler iktidarı ele geçirmeden Almanya'dan kaçabilmeyi başarmış. | Open Subtitles | ولله الحمد، قد تمكن من الخروج من ألمانيا قبل تولي النازيين السلطة. |
Elinde ağır bir odun parçasıyla elinden sadece sırtıma vurmak gelebildi. | Open Subtitles | مسلح بقطعة ثقيلة من الخشب وكل ما تمكن من فعله هو ضربة خلفية |