Nakit iki yüz bin istiyorum. sende bu kadar olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أحضر لي مئتي ألف دولار نقداً , وأنا أعلم أنك تملكها |
Geçerli bir sürücü belgesine ihtiyacın var, sende olmayan bir şey. | Open Subtitles | بالطبع تحتاج لرخصه قياده وأنا متأكد أنكَ لا تملكها |
Şu an ise ailelere ait yüzlerce bambu kümesini hasat ediyoruz. | TED | الآن، نحن نحصد من مئات الحقول التي تملكها عدة عائلات. |
Zengin bir ptitsaya ait. Kedileriyle yaşıyor. | Open Subtitles | تملكها امرأة غنية تعيش فيها بمفردها مع قططها |
Şayet elinde yoksa, belki anlaşabiliriz. | Open Subtitles | فى ما عدا أنت تملكها بعدها ممكن أن يكون هناك صفقه |
Burada ne yapıyoruz İngiltere'nin adası üzerinde İspanya'nın altınına çökmüşüz. | Open Subtitles | ما نفعله هنا جالسين على ذهب إسباني بجزيرة تملكها إنكلترا |
Çalıştığınız ya da Sahibi olduğunuz şirketle etkileşim içindeydiniz. | TED | وتواصلت مع الشركة التي تعمل فيها أو تملكها. |
sahip oldukları limitli gücü göstermenin tek yolu bazı eşyaları sahiplenmektir. | TED | والطريقة الوحيدة لفرض قوتهم المحدودة من خلال الأدوات التي يمكنهم تملكها. |
Bu çocukta sende olmayan doğal bir yetenek var. | Open Subtitles | هذا الفتى فقط لديه موهبة طبيعية أنت لا تملكها. |
Yani, şimdi kendi payını istiyor ve sende ona verecek para yok. | Open Subtitles | إذاَ يريد الآن كمية لحومه ولست تملكها لتعطيها |
Adını listede gördü, geri gelip parasını almak istedi ama haliyle de para sende yoktu. | Open Subtitles | لقد رأى اسمكَ على القائمة وجاءكَ ليطلب منكَ إعادة أمواله، لكنّكَ بالطبع لم تكُن تملكها. |
Sence diğer insanların hayatlarından aldığın güç sende olmayanı telafi edecek mi? | Open Subtitles | هل تعتقد حقاً بأن القوة التي تملكها متخطياً حياة أناسٍ أبرياء ستعوضك عن النقص الذي في داخلك؟ |
Sadece sende olan bilgiye ihtiyacım var. | Open Subtitles | انني بحاجة لمعلومات يبدو بأنك الوحيده التي تملكها |
Zengin bir ptitsaya ait. Kedileriyle yaşıyor. | Open Subtitles | تملكها امرأة غنية تعيش فيها بمفردها مع قططها |
Araba bir denizciye ait olduğundan ve içinde biri katledilmiş gibi göründüğünden beri. | Open Subtitles | منذ أنها تملكها البحرية وأيضا يشـتبه بانه تم قتل شـخص فيها |
O geceye ait, davetlilerin bir listesini ve eğer kaydını tutmuşsanız oturma planınızı görmek istiyoruz. | Open Subtitles | نحتـاج إلى قائمـة بالضيـوف من تلك الليلـة وسجـلات بما حدث لو كنت تملكها |
Kendine ait kaç binası varmış? Birer birer saymak çok zor. | Open Subtitles | كم عدد المباني التى تملكها خطيبته مرةً أخرى؟ |
Bizi zaten elinde olan bilgileri onaylatmak için kullanıyorsun. | Open Subtitles | أنت فقط تستغلنا لعكس تأكيد معلومة ما تملكها مقدّماً |
Bu kayıt için iznin yoksa elinde hiçbir şey olmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | و أن أعلم أنت لا تملكها أنت لا تملك شيئاً |
Hem de elinde uydu telefonuyla? | Open Subtitles | مع واحد من هواتف الأقمار الصناعية التي لا تملكها إلّا المديريّة؟ |
O halde içinden bir düşünce aktarmak mümkün eğer birini yakalamışsan, Sha're'nin beni yakaladığı gibi. | Open Subtitles | إذا من الممكن أرسال أفكار من خلالها . ..لوكان لدى شخص مثل هذة السيطرة التى تملكها شارا على ؟ ؟ |
Muhtemelen Güven'in Sahibi olduğu bir şirket. Biz sadece bir bağ bulamadık. | Open Subtitles | ربما شركة تملكها مجموعة تراست نحن لم نتمكن من العثور على صلة لهم بالأمر |
Evet. Çağrı, yetenek, ne dersen. Buna sahip olduğundan şüphem yok. | Open Subtitles | أجل، نداء، هبة، كما تشاء ليس هناك من شك بأنكَ تملكها |