Bu sabah tutuklanmış. Artık sabıkası var. - Bunu biliyoruz. | Open Subtitles | كنت محقاً، فقد تم إلقاء القبض عليه هذا الصباح واحتجز. |
Leonard uyuşturucu için tutuklanmış mıdır? | Open Subtitles | أسبــق أن تم إلقاء القبض على أندى ليونارد فى أيه تهمة تتعلق بالمخدرات ؟ |
tutuklanmış biriyle görüşmek istiyorum. | Open Subtitles | أين يمكنني رؤية شخص ما تم إلقاء القبض عليه؟ |
Adam okul bölgesinde gizli bir polise iki kez ot satmaya çalışırken yakalandı. | Open Subtitles | لقد تم إلقاء القبض عليه وهو يبيع الحشيش لشرطي مُتخفي بساحة مدرسة مرتين |
2004 yılında, bir FBI muhbir operasyonunun parçası olarak yakalandı. | TED | تم إلقاء القبض عليه في 2004 من قبل مكتب التحقيقات الفدرالي. |
tutuklandı, geri döndüğünde sesini yitirmişti. | Open Subtitles | لقد تم إلقاء القبض عليها, و قد خسرت صوتها بمجرد عودتها إلى هنا |
Takım arkadaşın yanlışlıkla tutuklandı diye herkesin yemeğini zehirleyerek mi öç alıyorsun? | Open Subtitles | تم إلقاء القبض بصورة غير مشروعة فريقك وأنت تنتقم من قبل الجميع طعام تسمم ل. |
Aynı zamanda futbol takımının açılışında bir köle canlandırması düzenlediğim için Giants Stadyumu'nda tutuklandım. | TED | تم إلقاء القبض علي أيضًا في ملعب ميتلايف لتبني إعادة تشريع قوانين الرقيق في المباراة الافتتاحية لفريقهم لكرة القدم. |
Drew Jacobs gençken birkaç kez saldırı suçundan tutuklanmış. | Open Subtitles | درو جاكوبس تم إلقاء القبض عليـه في العديد من المرات عنـدما كان شابا |
Kocam İsviçre sınırında tutuklanmış. | Open Subtitles | تم إلقاء القبض على زوجي على الحدود السويسرية |
Sadece geçen yıl eroin bulundurmaktan iki kez tutuklanmış. | Open Subtitles | تم إلقاء القبض عليها مرتين لحياذتها الهيروين خلال العام الماضي بمفردها |
tutuklanmış birine göre çok rahat görünüyorsun. | Open Subtitles | بالنسبة لشخص ما تم إلقاء القبض عليه للتو تبدين مُرتاحة بشكل مُريب |
Kendine gelene kadar babasını ve kardeşini öldüren silah adına kayıtlı olduğu için tutuklanmış. | Open Subtitles | و عندما استفاق من الصدمة تم إلقاء القبض عليه بتهمة قتل أخيه و والده |
Chin, Detektif Coughlin tarafından tutuklanmış. | Open Subtitles | (تم إلقاء القبض على (شين) من قبل المحقق (كوفلين |
Bir bankadan para çekmeye çalışırken yakalandı. | Open Subtitles | لقد تم إلقاء القبض عليها بعد أن سحبت النقود من البنك |
Müşterileri üzerinde bir Ponzi şeması çalıştırmak yakalandı. | Open Subtitles | تم إلقاء القبض عليه وهو يستولي على أموال من عُملائه |
Dade Mutual 3,2 milyon dolarlık nakit parayı paketledi, hırsızsa 3,2 milyon dolarlık sahte banknotla yakalandı. | Open Subtitles | دايد موشوال" قام بتبديل 3.2 مليون دولار بأموال حقيقية" لدينا لصّ تم إلقاء القبض عليه ومعه 3.2 مليون عملة مزيفة |
Bakın ne diyeceğim Avukat Bey. Müvekkiliniz fuhuş yapmak amacıyla kendine müşteri aradığı için tutuklandı. | Open Subtitles | سأخبرك شيئاً , أيُّها المحامِ , موكلتك تم إلقاء القبض عليها للتسكع بغرض الدعارة. |
1986 yılında KGB tarafından tutuklandı ve 7 ay sonra da Sibirya'da bir toplama kampında öldü. | Open Subtitles | تم إلقاء القبض عليه في عام 1986 بواسطة المُخابرات السوفيتية ومات بعدها بسبعة أشهر في مُعسكر سيبيري |
Julie, Mike o yangını çıkardığı için tutuklandı. | Open Subtitles | جولي"، "مايك تم إلقاء القبض عليه لاشعال حريق" |
tutuklandım, kötü niyetle yargılandım ve infaz edildim. | TED | فقد تم إلقاء القبض عليّ، ووجهت لى تهم مغرضة وتمت محاكمتي. |