Hangara telefon et, şafakta ayrılacağız. Tandoor 2'yi hazır etsinler. | Open Subtitles | اتصل مع المطار و اجعلهم يحضرون تندور 2 للسفر فجرا |
Bütün mal varlığına el koyularak Tandoor'un fakir ve aç insanlarına dağıtılmış. | Open Subtitles | و تم الحجر على أملاكه, و أعطيت للناس الفقراء و الجوعى في تندور |
Kendi özel jeti, Tandoor 2 ile bizi Atlanta'ya götürecekti. | Open Subtitles | كان سيطير بنا إلى أطلنطا على متن تندور 2 طائرته الخاصة |
Evet kızmıştım, ta ki Tandoor'daki darbeyi okuyana kadar. | Open Subtitles | حسنا لقد كنت, حتى قرأت عن الانقلاب في تندور |
Sujatmi ne güzel bir isim. Benim adım da Arash. Tandoor'luyum. | Open Subtitles | سوجاتمي اسم جميل اسمي أراش, و أنا من تندور |
Sujatmi, Tandoor'lu bir kadınla konuşmayalı bir yıldan fazla oldu. | Open Subtitles | سوجاتمي, لم أتحدث مع فتاة من تندور منذ فترة طويلة جدا جدا |
Bu doğru, Tandoor Şehri'nde yürüyordum sonra maymunun gözünün içine baktım ve dedim ki... | Open Subtitles | هذا صحيح, لقد مشيت في شوارع تندور فأنظر في عيون القردة, و أقول |
Babam annemle birlik olup onu öldürmemizden ve benim Tandoor tahtına çıkmamdan korktuğu için annemle tanışmama izin vermedi. | Open Subtitles | لم يسمح لي أبي بمقابلتها خشية أن نتآمر سوية على قتله و الاستيلاء على عرش تندور |
- Tandoor hangi cehennemde? | Open Subtitles | -أين تقع تندور بحق الجحيم؟ |
- Tandoor 2 de ne? | Open Subtitles | -ما هو تندور 2؟ |
- O Tandoor'lu memişleri istiyorum. | Open Subtitles | -أريد فقط أثداء من تندور |