"تنشر" - Traduction Arabe en Turc

    • yayıyor
        
    • yayınlamak
        
    • yayınlanmadı
        
    • saçan
        
    • yaymak
        
    • yayınlamadın
        
    • yayıyorsunuz
        
    • yayınlanmamış
        
    • haber
        
    • ilgili
        
    • yaydığını
        
    • yayınlıyorsun
        
    • yayınlanmadan
        
    • yayınlanmasını
        
    • basılan
        
    Ya potensiyel bir salgınla karşı karşıyaysak? Haşareler serbestçe dolaşıyor, hastalık yayıyor ve mülklerimizin değerini düşürüyor. Open Subtitles ماذا لو لدينا وباء كامن أمامنا قوارض طليقة مقززة تنشر الأمراض
    Sırf bir kitabı yayınlamak istiyorsun diye çocukları okullarından, dedelerinden, ninelerinden tüm hayatlarından ayıracaksın öyle mi? Open Subtitles لأنك تريد أن تنشر كتابا ستقوم بفصل الأطفال عن مدارسهم عن أجدادهم عن حياتهم بأسرها
    İki yıldır bir makalesi bile yayınlanmadı. Şimdi nerede? Ha? Open Subtitles و لم تنشر له أية أبحاث منذ عامين و أين هو الآن ؟
    Ve ben inanıyorum ki, gece karanlığında korku saçan bu yaratıklar kendilerini toplumun normal bir üyesi gibi göstermektedirler. Open Subtitles وأنا أعتقد أن هذه المخلوقات التي تنشر الرعب ليلاً، تتخفى كأفراد طبيعيين في المجتمع
    Ancak, doğruyu yaymak, eskisinden çok daha kolay. TED كما أنه من الأسهل أن تنشر الحقيقة مما كان عليه في السابق.
    Çözmüş olsaydın, neden sonuçları yayınlamadın? Open Subtitles لو كنت قد حللتها, فلماذا لم تنشر نتائجك ؟
    Kraliçe Enid'in tahtının varisi hakkında neden söylentiler yayıyorsunuz? Open Subtitles اذن لما تنشر شائعات عن وريثا للعرش من الاميره ايند ؟
    Sekiz yıl sonra edebi çalışmalarım, 3 yayınlanmamış romandan ve çok yüksek red mektubundan oluşuyordu. Open Subtitles و بعد ثمان سنوات كل ما استطعت انجازه من جهدي في مجال الأدب هو ثلاث روايات لم تنشر و حزمة كبيرة من إيصالات الرفض
    Seninle görülmek haber olur ve gazetelerde resimlerinin çıkmasını istemem. Open Subtitles رؤيتى معك يعتبر خبر صحفى وأنا لا أريد أن تنشر صورتى فى الصحف
    Ama henüz kelime anlamı belirsizliğiyle ilgili bir çalışma yayınlamamışsınız. Open Subtitles لكنك لم تنشر بعد عن الموضوع .عن معنى الكلمة بوضوح
    İkinci olarak, bu söylentiyi nasıl bu kadar hızlı yaydığını bilmiyorum Open Subtitles ثانيا، أنا لا أعرف كيف يمكنك أن تنشر الإشاعة بتلك السرعة
    Ulusumuzun nimetlerinden yararlanıyorsun sonra da gidip liderimizle alay eden bir kitap yayınlıyorsun. Open Subtitles .. عشتَ من خير دولتنا و الآن تنشر كتاباً تسخر فيه من رئيسنا؟
    Kitabın yayınlanmadan önce kendini öldüremezsin. Open Subtitles لا يمكنك حتى قتل نفسك قبل أن تنشر أعمالك
    Eğer PDF yayımlayan bir devlet kurumuysanız altındaki veriyle birlikte yayınlanmasını gerektiren yasayı geçirtelim, çünkü o veri bir yerlerden geliyor. TED وإذا كنت جهة حكومية تنشر بياناتك بصيغه بي دي إف، لنقر تشريع يطلب منك نشرها بالبيانات الدقيقة، وذلك لأن هذه البيانات أتت من مصدر ما.
    Bilirsin, çiçek açmış ve etrafa kokusunu yayıyor. Open Subtitles ،مُتفتحة وكما تعلم فهى تنشر شذاها فى كل مكان
    Okyanus akıntıları, endüstrimizin yarattığı kimyasalları ve çevre kirliliğini bütün dünyaya yayıyor. Open Subtitles المحيط يخفي واقع آخر لنا التيارات تنشر موادنا التفاعلية
    En azından ilişkisi hakkındaki haberi yayınlamak zorunda kalmayacaksın. Open Subtitles لن تضطر على الأقل أن تنشر قصة علاقتها الغرامية
    Ulusal bir haber magazini bu hikâyeyi basmamaya karar verdi, ...ancak bu blogcu, Jimmy V., ...bu hikâyeyi basmamalarıyla ilgili bir haber yayınlamak istiyor. Open Subtitles وقد قررت مجلة معروفة ألا تنشر القصة ولكن صاحب المدونة هذا.. جيمي في
    Birileri muhakkak birşeyleri anlayabilmeliydi, çünkü kazı sonuçları hiç bir zaman yayınlanmadı. Open Subtitles شخص ما يجب أن يكون تعرف على شيء لأن نتائج التنقيب لم تنشر أصبحت سرية
    Ve ben inanıyorum ki, gece karanlığında korku saçan bu yaratıklar kendilerini toplumun normal bir üyesi gibi göstermektedirler. Open Subtitles و أنا أعتقد أن هذه المخلوقات التي تنشر الرعب ليلاً، تتخفى كأفراد طبيعيين في المجتمع
    Niyetiniz bu yalanı tüm köyün huzurundaki mahkemede yaymak mı? Open Subtitles وأنت تنوي أن تنشر هذه الأكاذيب في محكمة مفتوحة أمام القرية بأكملها ..
    Niye Shaunessy ile yaptığım anlaşmayı yayınlamadın? Open Subtitles لماذا لم تنشر القصة التي أعطيتك إياها بشأن الصفقة التي عقدتها مع شونسي؟
    Onları öldürüp bu iğrenç hastalığı basit bir içgüdü olarak yayıyorsunuz. Open Subtitles بالرغم من أنك تقتل و تنشر مرضك اللعين من أجل رغباتك البدائية
    Bu film, tarihsel gerçekler, şu ana kadar yayınlanmamış sorgu tutanakları ve görgü tanıkları ile yeni yapılmış görüşmelere dayanmaktadır. Open Subtitles هذا الفيلم مُستند على حقائق تاريخية لإستجوابات ومقابلات جديده مع الشهود لم تنشر حتى الأن
    Dünyanın dört bir köşesinden haber toplayan telaşlı haber dairesi! Open Subtitles غرفة الصحافة المليئة بالحركة في جريدة بمدينة كبرى تنشر أخباراً من كل أنحاء الأرض
    Bence gazeteler Zodiac'la ilgili hiçbir şey yayımlamamalı. Open Subtitles وأعتقد المشكلة الأكبر أن الصحف لا يجب أن تنشر اي شئ يقوم به ذلك الزودياك
    Öncelikle akustik ölçümler yardımıyla arabanın dışarıya sesi nasıl yaydığını bilmeliyiz. TED لذلك علينا أن نعرف، أولًا وقبل كل شيء، كيف تنشر هذه السيارة الصوت في الخارج عن طريق القياسات الصوتية.
    Çünkü başka şeyler yazmanı isteyen insanlar da var. Bu antolojiyi yayınlıyorsun. Open Subtitles لأن الناس يريدونك أن تكتب أكثر، وأنت تنشر هذه المختارة الأدبية.
    Hikaye yayınlanmadan öncesine dönebilir misin? Open Subtitles أتعتقد أنّك تستطيع العودة إلى حيث لم تنشر قصتك بعد؟
    çeşitli ülkelerde bu çocukların fotograflarını çekerek birkaç gün geçirdim ve ben de habercilerin, foto muhabirlerinin çoğu gibi fotograflarımın yayınlanmasını umuyordum çektiğim fotograflar olayın kendisi üzerinde bir etki yaratabilir sırf belgelemekten öte geçebilirdi Sonuçta basılanı görünce o kadar rahatsız oldum, TED قضيت بضع أيام أصور أطفالا في بلاد مختلفة، و مثل كثير من المصورين و الصحفيين، كنت دائما ما أتمنى أنه حين تنشر صوري أن يكون لها حقا تأثير على الموقف بدلا من مجرد توثيقه. لذا فقد أزعجني ما رأيته،
    Stüdyo hakkımda basılan her sözcükten sorumlu. Open Subtitles الاستدويو مسؤول عن كل كلمة تنشر عني.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus