"تنشط" - Traduction Arabe en Turc

• aktif
• aktive
• harekete
• hale
• uyarılır
• uyarılıyor

Bu yedekleme sistemi... 70,000 bilgisayar aktif olduğu anda size sinyal yollayacak.
نظام الإسناد هذا سوف يرسل اشارة سوف تنشط بداخل 70،000 كمبيوتر

Yeşil şişe sineği, sadece yaz aylarında aktif olduğuna göre...
ولكون ذبابة القنينة الخضراء تنشط فقط في أشهر الصيف أؤكد لكم بأنه حفر

Bukalemunlar genelde gündüz aktif olmasına rağmen onları gece aramamızı önerdi.
على الرغم من أن الحـربـاوات غالباً تنشط فى النهار.. إلا إنه أقترح يجب أن نبحث عنهم فى الليل

Şimdi hepsini anlıyorum çünkü cihazlar sesli olarak aktive edilmiş durumda.
أحصل عليها جميعاً لإن أجهزة التسجيل تنشط بالصوت

Bir röntgen çeker gibi bir ulusun gerçek zamanlı nabzını sosyal grafikteki farklı devreler içinde içerikle aktive olan farklı sosyal tepkilere bakarak gerçek zamanlı olarak ölçebiliriz.
ويمكننا أن نفحص ، نحصل على نبض حقيقي لكل الامة، احساس حقيقي من التفاعلات الاجتماعية في الدوائر المختلفة في الرسم البياني الاجتماعي و التي تنشط بالمحتوى.

harekete geçen bir bölgeydi.
و هي التى تنشط عندما تشعر بإندفاع الكوكايين

Şimdi de gücün bu değişik çeşitlerinin nasıl bazılarını kullanıp gerekirse bazılarını da nasıl etkisiz hale getireceğinizi düşünün.
الآن فكر كيف يمكنك أن تنشط أو ربما تحيد أشكال السلطة المختلفة هذه.

Bir insan spesifik bir hareket yaptığında bu nöronlar uyarılır.
تنشط هذه الخلايا عندما يقوم الشخص بتصرف محدد ما

Yani, benim farklı bölgelerime dokunulduğunda çoğu uyarılıyor. Değişik bölgelerim için farklı nöronlar.
حسنا , معظم هذه الخلايا سوف تنشط عندما يتم لمسي في مناطق مختلفة . عصب ما لكل منطقة ما

Düşman Kakashi-sensei'i yakaladığında, gardını düşürdüğü an, Mangekyou Sharingan'ını aktif edecek.
عندما يقبض العدو على كاكاشي في اللحضة التي تكون دفاعتهم معزولة، سوف تنشط المانجيكيو شارينجان خاصته

Resmen göreve başlaman, yüzüğün daha üst seviyedeki işlevlerini aktif hale getirir ki buna yeterince geniş bir bilgi birikimi de dahil.
عملية الإستقراء تنشط الوظائف العليا للخاتم، فيما يشمل المعرفة بعلم الفضاء.

Ablası içeride ama onun sorunu henüz aktif değil.
. شقيقتها بالداخل, لكن قدرتها لم تنشط بعد

Oklar aynı anda aktif olan bölgeleri bağlıyor, ve okların yönü ilk aktiflenen bölgeden başlayıp daha sonra aktif olan bölgeye doğru gidiyor.
لذا الأسهم توصل المناطق التي تكون نشطه في الوقت نفسه، واتجاه الأسهم تتدفق من المنطقة التي تنشط أولاً، ويذهب رأس السهم إلى المنطقة التي تكون نشطة في وقت لاحق.

İşte tam o zaman sosyal medyada aktif hale geldi ve peniler biriktirmeye başladı ; oldukça fazla peni.
وهنا بدأت تنشط على شبكات التواصل. وبدأت في جمع القروش-- الكثير من القروش.

Sonra kendi kendimize düşündük, bu büyük depolarla ilgili. Güneş ışığının bu depoları aktive edip edemeyeceğini ve derinin bu depoları bırakıp bırakmayacağını merak ettim ki depolar deride sirkülasyonda olduğundan 10 kat daha büyüktü.
و بعد ذلك أعتقدنا، مع تلك المخازن الكبيرة، أتساءل عما إذا كانت أشعة الشمس قد تنشط تلك المخازن وتطلقهم من الجلد، أينما توجد المخازن حوالي 10 مرات بحجم ما يوجد في الدورة الدموية.

Binlerce insana esnaf dükkanlarına girdiklerinde, 5 dakika içinde onlara uluslararası banka hesabı numarası ve uluslararası bir kredi kartı numarası veren bir hizmeti aktive ediyor.
انها تسمح للآلاف من الناس بالمشي الى المتاجر الصغيرة وفي خمس دقائق فقط تنشط الخدمة التي تعطيهم اثنين من المنتجات: رقم حساب البنك الدولي وبطاقة الخصم الدولية.

Yetkililer, yaşayan ölülerin beyin hücrelerinin, radyasyon tarafından harekete geçirildiğini, bu sebeple de beynin yok edilmesinin, o canlının yok edilmesi anlamına geldiğini açıkladı.
أن الإشعاعات تنشط جزء من المخ لذا بقتل الدماغ يُقتل الوحش ألا نطلب قوات إضافية؟

Onu uyandıran kişiyi bularak ve ona 3 dilek hakkı vererek, onu harekete geçirir.
لذلك تنشط هذة النيران عندما يجد من قام بأستدعاه ويقوم بتنفيذ ثلاث أمنيات له

Doğru enerji noktalarını çalıştırabilirsen, dolaşımı hızlandırabilirsin acıyı azaltabilir veya hatta bir adamı bilinçsiz bir hale getirebilirsin.
بتفعيل نقاط الطاقة الصحيصة يمكنك ان تنشط الدورة الدموية وان تخفف الألم او حتى