bu, Afrika'nın hızla büyüyen ve çaresizce iş arayan yetenekli gençlerle dolu şehirlerine enerji sağlamak demek. | TED | بل هي الطاقة لمدن أفريقيا التي تنمو بسرعة وتزداد فيها أعداد الشباب والأشخاص القادرين في حاجة ماسة للوظائف |
Biz genetik olarak modifiye edildi hızla büyüyen bir süper mantar mikropları öldürmek için. | Open Subtitles | كنا تعديل وراثيا تنمو بسرعة فائقة فطر _ إلى لقتل الجراثيم. |
Ve elbette çok hızlı büyüyor, bazen büyüme sancıları oluyor. | TED | وبالطبع , انها تنمو بسرعة , أحيانا هناك بعض المتاعب |
Bebekler oldukça hızlı büyüyor sonra yaşlanma olayı normal halini alıyormuş. | Open Subtitles | وأطفالهم تنمو بسرعة رهيبة وبعد ذلك ينمون بشكل طبيعي |
Evlat gerçekten hızlı büyüyorsun, küçük adam. | Open Subtitles | ياولد انت حقا تنمو بسرعة |
Çok hızlı büyüyorsun! | Open Subtitles | أنت تنمو بسرعة. ! |
Larva çok çabuk büyümek zorunda. | TED | يجب على اليرقات أن تنمو بسرعة. |
Kadın boksu sporun hızla büyüyen bir bölümü. | Open Subtitles | تنمو بسرعة جزء من المحيط |
Çok hızlı büyüyor. | Open Subtitles | إنها تنمو بسرعة شديدة جداً. |
- Bu kabarcıklar çok hızlı büyüyor. | Open Subtitles | -هذه البثور تنمو بسرعة |
Yani biz bir organizasyonuz çabuk büyümek zor bir iş özellikle ilgilendiğimiz materyal yüzünden böyle. Bu nedenle yeniden yapılanıp yüksek ulusal güvenlikle ilgilenecek ve sonra da güvenlikle ilgili vakaları azaltacak kişilere ihtiyaç duyuyoruz. | TED | أقصد , نحن منظمة من الصعب أن تنمو بسرعة بسبب نوع المادة التي نتعامل معها ونقدمها . لذا لابد لنا من نعدل طريقة عملنا لو أردنا أناس مُعينة الذين سوف يتعاملون مع أسرار في قمة درجات الأمن القومي , ومعها حالات أمنية أقل أهمية . |