Sizin umurunuzda olan tek şey programınız ve alacağınız kaynak ödentileri! | Open Subtitles | كل ما تهتمون بشأنه هو برامجكم اللعينة و درجاتكم و حالتكم |
Sizin umurunuzda olan tek şey programınız ve alacağınız kaynak ödentileri! | Open Subtitles | كل ما تهتمون بشأنه هو برامجكم اللعينة و درجاتكم و حالتكم |
Ailenizi önemsiyorsunuz sanıyordum ama görünen o ki öyle değilmiş. | Open Subtitles | ظننت أنّكم تهتمون بعائلتكم ولكن يبدو أنّني كنت مخطئة |
Sadece galipken birbirinizi umursuyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم تهتمون ببعضكم البعض فقط عندما تفوزون |
Siz de nüfus müdürlüğünüz de bu ülkedeki vatandaşları umursamıyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم لا تهتمون بمواطني هذه البلاد ولا حتى مكتبكم للتعداد |
Size kalacak olsa, tek derdiniz, çocuklarınız, geleceğiniz. | Open Subtitles | بينما شعبك، انتم فقط تهتمون بأطفالكم، |
Hayır. Bence bu kadar beğendiğiniz şu film hakkında bir şey öğrenmek ilginizi çekebilir. | Open Subtitles | لا ، قد تهتمون بمعرفة شيء عن هذا الفيلم الذي تحبونه كثيراً |
...bütün bunları babam için yaptıysanız onu gerçekten önemsiyor olmalısınız. | Open Subtitles | إن كنتم خضتم بكل هذا من أجل أبي لابد أنكم تهتمون حقا لأجله |
Gerçek ailelerinizi umursuyor olsaydınız nerede olduğunuzu söylemeyerek onlara işkence çektirmezdiniz. | Open Subtitles | إذا كنتم تهتمون بعائلاتكم الحقيقية لن تتركوهم في هذا الوضع المزري |
Siz burada hizmet ve bizi korumakla görevlisiniz ama takmıyorsunuz bile. | Open Subtitles | ـ هل تهاجمون خدمة الحماية ؟ ومن ثم لا تهتمون عندما يحدث شيء واقعي حقاً ؟ اهدأي من فضلك |
İl milletvekilleriniz bunu önemsediğinizi, her seçimde bir öncelik olmasını istediğinizi biliyor mu? | TED | هل يعرف برلمانكم المحلي أنكم تهتمون حيال هذا الأمر، وأنكم ترغبون أن يكون لأزمة المناخ الأولوية في كل الانتخابات؟ |
Belli ki beni önemsemiyorsunuz. | Open Subtitles | ولكن من الواضح .. أنكم لا تهتمون |
Siz de bizimle teknolojimiz, üniversitelerimiz, bazen de sağlık hizmetlerimiz dolayısıyla ilgileniyorsunuz. | Open Subtitles | وأنتم تهتمون بنا .. بسبب تقنيتنا .. جامعاتنا وأحياناً لعنايتنا الطبية |
Tek umurunuzda olan şey bu, değil mi? Ben ne olacağım peki? | Open Subtitles | و هذا هو كل ما تهتمون به و لكن ألا تهتمون بي؟ |
Onu tekrar göremeyeceğim ve sizin umurunuzda bile değil. | Open Subtitles | قد لا أقابلها مرة أخرى وأنتم لا تهتمون بالأمر |
umurunuzda bile değil. | Open Subtitles | انا اعلم بانكم لا تهتمون |
umurunuzda bile değil mi? | Open Subtitles | .ألا تهتمون حتى؟ |
Neden bu şeyi bu kadar çok önemsiyorsunuz ki? Çünkü onu seviyoruz. | Open Subtitles | لم تهتمون بهذا الشيئ كثيراً - لأنه يعجبنا - |
Anladık önemsiyorsunuz ama bu kadar yeter ha? | Open Subtitles | يكفيني معرفة أنكم تهتمون يا رفاق |
Hiçbiriniz Abel'ı bulmak için bir bok yapmadı. Şimdi Tara'yı mı umursuyorsunuz? | Open Subtitles | لا أحد منكم فعل شيئاَ بخصوص إيبل تهتمون الآن بـ " تارا " ؟ |
- Hiç etik değil, anne. - Siz insanlar ne zamandan beri etik olmayı umursuyorsunuz? | Open Subtitles | منذ متى و أنتم تهتمون بالعيب؟ |
Şehri yakıp yıkıyorsunuz, boş sözler veriyorsunuz ve yolunuzda kimleri incittiğinizi umursamıyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم تقوقون بجرف المدن و تعطون الوعود الفارغة و لا تهتمون بمن ستأذون بطريقكم |
Size kalacak olsa, tek derdiniz, çocuklarınız, geleceğiniz. | Open Subtitles | ،بينما شعبك ،انتم فقط تهتمون بأطفالكم |
Bilimin hangi alanı ilginizi çekiyor? | Open Subtitles | لذلك ما هو الحقل من العلوم الذي تهتمون فيه؟ |
- Evet prensipte öyle. - Onu nereden bulduklarını önemsiyor musun? | Open Subtitles | ـ أجل ، من حيث المبدأ ـ هل تهتمون بالمصدر الذي أتى منه الجثث ؟ |
BaIo benim şeyimi yesin. BaIoyu umursamadığını söyIeyenIer asIında gizIice umursuyor demektir. | Open Subtitles | المسـرحية فاشـلة ولا نهتم بها - في الحقيقة انتم تمثلون عدم اهتمامكم لكن انتم تهتمون بمشاهدتها - |
Siz burada hizmet ve bizi korumakla görevlisiniz ama takmıyorsunuz bile. | Open Subtitles | ـ هل تهاجمون خدمة الحماية ؟ ومن ثم لا تهتمون عندما يحدث شيء واقعي حقاً ؟ اهدأي من فضلك |
Çünkü kediyi gerçekten önemsediğinizi hissetmeliyim. | Open Subtitles | لأنني أريد أن أشعر أنكن تهتمون بأمر القطة بالفعل |
Sen ve Arthur, acı verdiklerinizi önemsemiyorsunuz. | Open Subtitles | أنت وآرثر لا تهتمون بمن تؤذون. |
Yani siz, erkekler sadece görünenle ilgileniyorsunuz. | Open Subtitles | اعني أنتم الشباب تهتمون فقط بالنظرات |