Yine de durum değişmedi. Sen daha acemisin. Boş ver! | Open Subtitles | على كل حال لا يمكنكِ المساعدة أنتِ مبتدئة, لا تهتمي |
Köpeği paylaşıyoruz, çünkü... neyse boşver. | Open Subtitles | نحن نتشاركفيالكلب , الذي . . حسناً , لا تهتمي |
O senin umurunda bile değil, seni lanet ayyaş. | Open Subtitles | انتي حتى لا تهتمي به ايهتا السكيره اللعينه |
Bu, babamız için çok Önemli. Ayrıca en büyük benim. | Open Subtitles | كان المتجر يعني الكثير لأبي، بالإضافة إلى أني الأكبر، لا تهتمي |
Ona aldırma. Şarabı bana ver. Bakalım şarapla ne yapabileceğim. | Open Subtitles | لا تهتمي به ، أعطيني النبيذَ دعيني أرى ما يُمْكِنُ عمَله بالنبيذ |
Dodger takımının fırlatıcısı, ünlüler galerisinden.... neyse unut gitsin. | Open Subtitles | الماهر جداً في المرواغة، النجم الشهير لا تهتمي |
Hiç öyle sanmıyorum, taşa dikkat et. Tamam. İnsanları kafana takma. | Open Subtitles | لا اظن ذلك، لكن انتبهي لتلك الصخرة لا تهتمي بالناس، هم فقط يروننا بتلك الثياب |
İdareciyle konuştum, haftaya gelecekmiş. neyse, afiyet olsun. - İyi misin? | Open Subtitles | وتكلمت مع المدير ولا يجب ان تهتمي لشيء لذا استمتعي بذلك |
Onu Boş ver. Yardımına ihtiyacım olduğu için söylüyorum. | Open Subtitles | لا تهتمي بخصوص ذلك أطلبه منك لأنني بحاجة لمساعدتك |
Bunları Boş ver. Sen asıl konuyla ilgilen. | Open Subtitles | لا تهتمي بتلك المشتات و أبقي عينيكي على الكرة |
İngilizce öğrenir misin bilmem... ama küfürü Boş ver. | Open Subtitles | لا أعرف إن كان يجب أن تتعلمي ألا تهتمي بالخبث |
Sarah. Sarah, boşver. - Yönerge filan sorma. | Open Subtitles | لا تهتمي سارا ، لا تسألي حول سياسة الشركة فقط انسي الموضوع |
Beni boşver. Ya üst kattaki zavallı kızın derdi? | Open Subtitles | لا تهتمي لي، ماذا عن ألم تلك الفتاة المسكينة في الطابق العلوي؟ |
Yapma. Kızın öz güveni umurunda bile değil. | Open Subtitles | رجاء ، لا تهتمي بإحترام ذاتها أكثر مما أعمل |
Konservatuvarda mutlu olmamam umurunda değil mi? | Open Subtitles | لا تهتمي حتى بأنني لستُ سعيدة بشأن معهد الموسيقى |
Akademik kariyerinin en Önemli günü ve beni davet bile etmedin. | Open Subtitles | اليوم الكبير في مهنتك الأكاديمية، وأنت لم تهتمي لتدعوني |
Çok da Önemli değil. | Open Subtitles | لا تهتمي لم يكن بالامر ذا اهميه |
Ona aldırma canım. Böyle muntazam bir günü bozamaz. | Open Subtitles | لا تهتمي بكلامها يا عزيزتي لا يمكنها إفساد يوم رائع |
Ben, şey tarafından yeraltına sürüklendim neyse, Boş ver gitsin. | Open Subtitles | لقد تم سحبي لأسفل الأرض بواسطة.. لا تهتمي.. |
Buradaki herkesten iyi ol ve kimsenin düşüncelerini takma. | Open Subtitles | , كوني أفضل من الجميع هنا لا تهتمي بما يظنه الآخرين بكِ |
İdareciyle konuştum, haftaya gelecekmiş. neyse, afiyet olsun. - İyi misin? | Open Subtitles | وتكلمت مع المدير ولا يجب ان تهتمي لشيء لذا استمتعي بذلك |
Bunun için endişelenme Geçmiş, bizim ve geleceğimizin ardında kaldı. | Open Subtitles | لا تهتمي بهذا الماضي وراءنا و المستقبل ملكنا |
Bir suçlunun ebeveynlik becerilerin hakkında ne düşündüğünü mü umursuyorsun? | Open Subtitles | هل تهتمي بما يظنه مجرم بمهاراتك التربوية ؟ |
Şimdi Tancredi ile git. Beni Merak etme. | Open Subtitles | اذهبي مع "تانكريدي" ولا تهتمي بي |
Bayan Andrews'i ne kadar çok önemsiyorsun biliyorum bu yüzden nişanını duyduğum gibi geldim. | Open Subtitles | اعلم انكي تهتمي كثيرا بالسيدة. اندروز لذلك عندما رجعت من خطبتها شعرت بالقلق |
Evet söylemiştin ama Tanrı aşkına Gaby birşeyler yapabilecek kadar bile umrunda değil mi? | Open Subtitles | نعم، أخبرتني بذلك يا إلهي ألا تهتمي بم يكفي لتبذلي مجهوداً؟ |
Ve biz de sana kendi lanet olası işine bakmanı söylememiş miydik? | Open Subtitles | ولقد اخبرناكِ أن تهتمي بشؤونك اللعينة ،اليس كذلك؟ |