"تهتمّين" - Traduction Arabe en Turc

• umurunda
• önemsediğin
• umursuyorsun
• Umrunda
• önemsiyorsan

Dış görünüş umurunda olsaydı gömleğimi değiştirirdin.
لو كنتِ تهتمّين بالمظهر لكنتِ غيّرتِ قميصي

Kariyerimi inanılmaz bir şekilde raydan çıkardın ve umurunda bile değil, değil mi?
لقد قمتّي للتو بتشوية مسيرتي بصورة بشعة و لا تهتمّين لذلك ، أليس كذلك ؟

Nasıl olduğu neden umurunda?
لماذا تهتمّين بكيفية حدوث ذلك؟

önemsediğin insanların sayısı artınca, zihinleri okuyabilmek zorlaşıyor.
الناس الّذين تهتمّين بهم أكثر، هم الأقل الّذين ستكونين قادرة على قراءة عقولهم.

Büyük olasılıkla oldukça önemsediğin bir mesaj...
قول تهتمّين به كثيراً جداً،

Ne zamandan beri bu haberleri umursuyorsun?
ـ منذ متى تهتمّين بصحف الفضائح؟

Umrunda olmadığını biliyorum ama, son 3 yılımı birlikte geçirdiğim insanlar beni ortada bıraktılar.
أعرف أنّكِ لا تهتمّين لكن القوم الذين أمضيت معهم آخر ثلاث سنوات من عمري--تركوني

önemsiyorsan git ve iyi bir yaşam sür.
إذا كنت تحبّيني، إذا كنت تهتمّين لي، إذهبي.

O şeytanın ne düşündüğü neden umurunda ki?
لمَ تهتمّين بما يعتقده ذلك العفريت؟

umurunda mı sanki?
لماذا تهتمّين ؟

Benim neye ihtiyacım olduğu umurunda değil.
أنتِ لا تهتمّين بما أحتاج

Neden umurunda ki?
و لمَ تهتمّين ؟

- umurunda sanki.
كما لو أنّك تهتمّين

umurunda mı?
و لماذا قد تهتمّين ؟

Her şeyi beni ve Aaron'ı önemsediğin için yaptığını biliyorum.
أعلم أنّ كلّ ما فعلتِه كان لأنّك تهتمّين بأمري و بأمر (هارون)

önemsediğin tek şey intikam olmuş.
لا تهتمّين سوى بالانتقام.

Benim için endişelenmen. Beni önemsediğin anlamına geliyor.
-قلقة عليّ، هذا يعني أنّكِ تهتمّين

Çok tehlikeli. Aramızı düzeltmeye başladın. Beni umursuyorsun.
ها أنتِ تنسجمين معي إنّكِ تهتمّين فعلاً

Aramızı düzeltmeye başladın. Beni umursuyorsun.
ها أنتِ تنسجمين معي إنّكِ تهتمّين فعلاً

Peki neden bu kadar umursuyorsun?
لماذا إذن تهتمّين كثيرا؟

Az önce bir çocuktan karaciğer ve bağırsak aldın ölü bir çocuktan, ve Umrunda bile değil.
لقد أخذنا كبداً وأمعاءً من طفلٍ صغير طفلٍ صغيرٍ ميت... وأنتِ لا تهتمّين إطلاقاً

Ama bu kadar çok önemsiyorsan neden şu anda açıklamıyorsun?
ولكن لو كنتِ تهتمّين كثيراً، فلمَ لا تُفسّري لي الأمر الآن؟