kayboldum ve bir adam yolu bana gösterebileceğini söyledi. | Open Subtitles | تهتُ ورجل ما أخبرني بأنه سيدلني على الطريق |
- Tamam, her zamanki gibi düşüncelerimin arasında kayboldum. | Open Subtitles | -حسناً، لقد تهتُ في أفكاري ثانيةً -يا عزيزتي |
kayboldum komutanım. | Open Subtitles | لقد تهتُ , يا سيدي |
Affedersin, ben çantamı ormanda bırakmışım, sonra geri dönerken bir baktım, kaybolmuşum. | Open Subtitles | تركتُ حقيبتي في الغابة، وكنتُ أهمّ بالعودة فـ... مضت مدّة قبل أن أدرك أنّي تهتُ فعلاً |
Ben biraz... kaybolmuşum. | Open Subtitles | كنتُ... تهتُ |
Ama doğru yöne gittiğimden bu kadar eminsem nasıl böyle kayboldum? | Open Subtitles | "ولكن لو كنتُ موقنًا بوجهتي..." "فكيف تهتُ هكذا؟" |
Tamamen kayboldum. | Open Subtitles | لقدْ تهتُ تماماً |
Tam anlamıyla kayboldum sanırım. | Open Subtitles | -أنا آسفة، لقد تهتُ تماماً |
kayboldum. | Open Subtitles | تهتُ قليلا |
Ben, şey, kayboldum da. | Open Subtitles | كنتُ... تهتُ |
Olamaz, kayboldum! | Open Subtitles | ! لقد تهتُ |