Hiç oyun yok, kaçıyor. | Open Subtitles | بدون ألعاب ، بدون تهرّب |
Resmen benden kaçıyor. | Open Subtitles | لقد تهرّب عنّي. |
- Onlardan kaçıyor mu sence? | Open Subtitles | هل تعتقد بأنه تهرّب منهم ؟ |
Bazı İrlandalı haydutlar silah ve uyuşturucu kaçakçılığı yapıyordu. | Open Subtitles | كانت هذه العصابات الإيرلندية تهرّب الأسلحة والكوكايين. |
Sınır dışı edilmeleriyle Bosna'da insan kaçakçılığı bir kişi azalmış olur. | Open Subtitles | ... بمجرد مايعبروا هـناك ضحية واحده على "الأقل تهرّب إلى "البوسنة |
Bu bir yemek ye ve kaç vakası. | Open Subtitles | إنّها محاولة تهرّب من الدفع |
- "Kaçırmak" "Kaçırmak" | Open Subtitles | -تهرّب" ، "تهرّب" " |
Diyebilirim ki Mrs. Holland kaçakçılığı başka biri adına yapıyordu,evet. | Open Subtitles | أود أن أقول أن السيّدة (هولاند) تهرّب المخدّرات لشخص آخر، نعم |
"Tamam, hadi, söyle. Söylemelisin. Ne kaçakçılığı yapıyordun?" | Open Subtitles | هيّا، أخبرنا الآن" "ماذا كنت تهرّب ؟ |
Yemek ye ve kaç. | Open Subtitles | تهرّب عن الدفع! |
-Yemek ye ve kaç mı? | Open Subtitles | -محاولة تهرّب من الدفع؟ -أجل |
"Kaçırmak" demedim. "Kaçırtış" dedim. | Open Subtitles | لم أقل "تهرّب" ، قلت "تهارب" |
Sana bir şey söylememe izin ver, dedektif bu Keller'ı şehirden Kaçırmak için bir şaşırtma taktiği ise... | Open Subtitles | دعيني أخبرك شيئا أيتها المحقّقة إذا كان هذا مجرّد أسلوب مماطلة حتّى تهرّب (كيلر) من المدينة مجدّدا، فسأ... |