Deney kapsamında karşılaştığım her organizasyon için teknolojiyi de içeren yeni bir şema çizmek zorunda kaldım. | TED | ولذا لكل منظمة التقيت بها من أجل تجربتي، توجب علي أن أرسم مخططًا تنظيميًّا جديدًا يحتوي على التكنولوجيا. |
Cennete gitmeyi seçtiğinden, öldürme işini de iptal etmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | توجب علي أن ألغي هذا القتل عندما سلك طريق الشهداء مباشرة للجنة |
Dekana reklamında oynayamayacağımı söylemek zorunda kaldım. | Open Subtitles | توجب علي أن أخبر هذا العميد بأنه لا يمكنني المشاركه بإعلان |
Danışmadan anahtar ödünç almam gerekti. | Open Subtitles | و توجب علي أن أستعير مفتاحاً من المكتب الرئيسي |
Elimi boğazına kadar sokup parmaklarımla göğüs kafesini yakalamam... ve onu sudan çekip almam gerekti. | Open Subtitles | توجب علي أن أمد يدي داخل حلقه وأضع أصابعي على عظام صدره ثم أسحبه للأعلى خارج الماء |
Kişiliğim yüzünden oğlumdan vazgeçmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | توجب علي أن أتخلى عن ابني بسبب كوني ما أنا عليه. |
Yardım bulmak için gitmek zorunda kaldım ve Jakob onunla kaldı. | Open Subtitles | توجب علي أن أغادر لأجد المساعدة و جايكوب بقي معها |
Telefondan kızımın bebeklik fotoğraflarını silmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | توجب علي أن أمسح صور حفيدتي لصنع مساحة |
Sırf o mektubu alabilmek için Ulusal Güvenlik Teşkilatı'ndaki bağlantılarımı harekete geçirmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | انظر، لقد توجب علي أن أضغط على بعض الأوتار في (الأمن القومي) حتى تتوصل بالرسالة فقط. |
Çünkü burada okumak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لأنه توجب علي أن أدرس هنا |
11 Eylül yıldönümü yayınını yapacağımı öğrendiğimde ona düğüne gidemeyeceğimi söylemek zorunda kaldım ama bana pek inanmadı ve Will'in soğuk algınlığı olayından önce söylediğim için oldukça inandırıcı ve detaylı bir şekilde olayı anlatmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | وحين تم إبلاغي بتكليفي بتغطية أحداث 9/11, توجب علي أن أخبره لماذا لا أستطيعُ أن أذهب معه للزفاف و بإستطاعتي الجزم بإنه لم يصدقني بشكلٍ كافٍ, |
Niye yapmak zorunda kaldım, bil Danny? | Open Subtitles | ولم توجب علي أن اقوم بهذا (داني)؟ لا، لا، لا. |
- Onu dışarı atmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | توجب علي أن أقوم بطرده من ؟ |
Ve daha sonra acilen uluslararası politikayı öğrenmem gerekti, çünkü engelli bireylerin korunmasına ilişkin Birleşmiş Milletler sözleşmesi üzerine çalışmam istendi. | TED | ثم توجب علي أن أتعلم بسرعة السياسات الدولية، لأنه طلب مني العمل على اجتماع الأمم المتحدة الذي يهدف لحماية الأشخاص ذوي الإعاقة. |
- İşimden ayrılmam gerekti. | Open Subtitles | توجب علي أن أستقيل من عملي |
Bir şeylere vurmam gerekti. | Open Subtitles | توجب علي أن أضرب شيئا اليوم |