Örneğin İngilizcede mavi için bir kelimemiz var ve bu kelime ekranda gördüğünüz tüm renkleri kapsıyor, diğer yandan Rusçada tek bir kelime yok. | TED | مثلاً، باللغة الإنجليزية، هناك كلمة للأزرق تشمل جميع الألوان أمامكم على الشاشة، ولكن في الروسية، لا توجد كلمة واحدة. |
Sana hissettiklerimi açıklayacak bir kelime yok. - Şimdi kıçını- | Open Subtitles | لا توجد كلمة في هذا العالم تصف شعوري ناحيتك |
İlk olarak dokuz aylık bir işkence dönemi acı çekersin, sıcaklık orta yeri bulmaz, turşu aşerirsin ve doğum sancısını anlatacak kelime yok bile. | Open Subtitles | تعلمين , فى البداية 9 شهور من الحمل ابنك يتألم , هذا ساخن , هذا بارد نتلهف المخللات ولا توجد كلمة تصف |
Hastanemde bu iki adam arasında geçen ve duymadığım hiçbir konuşma olmadı. | Open Subtitles | لا توجد كلمة تم تبادلها بين هذين الرجلين في مشفاي ولم أقم بسماعها |
Hastanemde bu iki adam arasında geçen ve duymadığım hiçbir konuşma olmadı. | Open Subtitles | لا توجد كلمة تم تبادلها بين هذين الرجلين في مشفاي ولم أقم بسماعها |
"Biz" diye bir şey yok. Artık bu istasyonun parçası değilsin. | Open Subtitles | لا توجد كلمة "نحن"، لم تعودي جزءاً من هذه المحطة. |
İlk olarak dokuz aylık bir işkence dönemi acı çekersin, sıcaklık orta yeri bulmaz, turşu aşerirsin ve doğum sancısını anlatacak kelime yok bile. | Open Subtitles | تعلمين , فى البداية 9 شهور من الحمل ابنك يتألم , هذا ساخن , هذا بارد نتلهف المخللات ولا توجد كلمة تصف مدى ألم الولادة |
Hey, Meenamma, benim kitabımda imkânsız diye bir kelime yok. | Open Subtitles | لا توجد كلمة مستحيل في قاموسي |
- Böyle bir kelime yok. | Open Subtitles | -لا توجد كلمة كهذه |
- Bunu için bir kelime yok. | Open Subtitles | -لا توجد كلمة لذلك . |
-Aramızda "biz" diye bir şey yok. | Open Subtitles | -لا توجد كلمة "نحن " بيننا |
Benim kitabımda "imkansız" diye bir şey yok. | Open Subtitles | لا توجد كلمة " مستحيل " في قاموسي ! |