Girmek üzere olduğun yeni hayat hakkında endişe duyman doğal. | Open Subtitles | قلقكِ طبيعي بسبب الحياة الجديدة التي توشكين دخولها. |
O koklamak üzere olduğun bitkiye Güzelavrat Otu derler. | Open Subtitles | ذلك نبات بلادونا سام الذي توشكين على دس أنفكِ فيه |
Yapmak üzere olduğunuz şeyi yapmamanızda ısrar ediyorum. | Open Subtitles | أنا أحثك على وقف ما توشكين على فعله |
Demek istediğim günah çıkarmaya böyle gidemezsin ama yapmak üzere olduğumuz iş için çok uygun. | Open Subtitles | -حقاً؟ لا أقول أن عليكِ الذهاب إلى الإعتراف بهذاالزي... لكن لما توشكين على فعله، فهو مثالي |
Hatta atılmak üzere olduğun bu büyülü gemiyi yani Jolly Roger'ı da ben yönetiyorum. | Open Subtitles | حتّى هذه السفينة المسحورة التي توشكين على الرمي منها... الـ"جولي روجر" |
Hatta atılmak üzere olduğun bu büyülü gemiyi yani Jolly Roger'ı da ben yönetiyorum. | Open Subtitles | حتّى هذه السفينة المسحورة التي توشكين على الرمي منها... الـ"جولي روجر" |
Yapmak üzere olduğun şeyi bir düşün. | Open Subtitles | فكّري بما توشكين على فعله |