Georgia'nın muazzam zamanlaması sayesinde. | Open Subtitles | شكرا لجورجيا و توقيتها الرائع 249 00: 08: 40,142 |
İki yılda bir ürediği için... zamanlaması mükemmel olmalı. | Open Subtitles | انها تتوالد مرة واحدة فقط كلسنتين، لذلك يجب أن يكون توقيتها متقن. |
zamanlaması neredeyse kasıtlı gibi. | Open Subtitles | حتى أن توقيتها قد يبدو مُدبرًا |
En büyük yeteneği de... zamanlama konusundaydı. | Open Subtitles | و أعظم موهبة من مواهبها كانت توقيتها |
iyi bir zamanlama oldugunu söyleyemem. | Open Subtitles | لم أقُل ان توقيتها كان مناسباً |
Phoebe. İlk defa, zamanlaman harika. | Open Subtitles | فيبي، لأول مرة يكون توقيتها مناسب |
Sıra Dışı Yöntemler ve zamanlamayı CD'ye kaydettiği şarkılara göre ayarlamıştı. | Open Subtitles | و ضبطت توقيتها مع الموسيقى التي وضعتها بنفسها في الأسطوانة |
zamanlaması neredeyse kasıtlı gibi. | Open Subtitles | حتى أن توقيتها قد يبدو مُدبرًا |
zamanlaması, çok ölümcüldü. | Open Subtitles | كان توقيتها سيئاً جداً |
zamanlaması hep harika olmuştur. | Open Subtitles | توقيتها كان دوماً رائعاً. |
zamanlaması çok kötü. | Open Subtitles | توقيتها دائماً سيّء |
Tahmin edeyim, zamanlaması Donovan'ın jüriye girdiği zamanla aynı. | Open Subtitles | لحسابها الشخصي - ...دعني احزر - ...توقيتها لهُ علاقةِ بـ |
zamanlaması hep harika olmuştur. | Open Subtitles | توقيتها كان دوماً رائعاً. |
Soruşturmasının zamanlaması çok kötü oldu, en hafif deyimiyle. | Open Subtitles | - توقيتها بالتحقيق سوء حظ |
Ve onun imzasıyla, kusursuz zamanlama. | Open Subtitles | و مع توقيتها السيء |
Arama ışıkları otomatik, zamanlaman doğru olmalı. | Open Subtitles | هذه الأضواء الكاشفة آلية لكن عليك أن تعرف توقيتها الصحيح... |
Mükemmel zamanlamayı yakalamayı cidden iyi biliyor. | Open Subtitles | ألم يكن توقيتها سخيفاً ؟ |
Sana söylemiştim.zamanlamayı mükemmel yapmalıyız. | Open Subtitles | - قلت لك، علينا توقيتها بدقّة - |