Şoka uğramış durumdayım. Siz fakir ve mazlum insanları savunurdunuz. Şimdi ise Bu davayı aldınız. | Open Subtitles | أنا حقاً مصدومة، بتقريرك المدافع على المسكين والمظلوم، بأنك توليت هذه القضية |
Eğer davayı ben yürüteceksem, Bu konuda tek sorumlu olacağım konusunda size güveniyorum. | Open Subtitles | أنا واثقة إن توليت هذه القضية كمحامية إدعاء فسوفَ أثبت جدارتى |
Eğer Bu davanın savcısı ben olacaksam, sanırım Bu görevin beraberinde getirdiği yetki de bana ait. | Open Subtitles | أنا واثقة إن توليت هذه القضية كمحامية إدعاء فسوفَ أثبت جدارتى |
Bu davayı aldığından beri müşterilerinle konuşmuyorsun... telefonlara cevap vermiyorsun... kendini kaybettin artık! | Open Subtitles | ،منذ أن توليت هذه القضية توقفت عن التحدث مع عملائك ولا تجيب الهاتف أنت مهووس |
Bu davayı, ne kadar büyük bir avukat olduğunu ispatlamak için... aldığını sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أنك توليت هذه القضية لتثبت كم أنت محامي كبير |
Bu işe girdiğimden beri 16 kilo verdim. | Open Subtitles | لقد فقدت 37 باونداً منذ توليت هذه الوظيفة |
Bu davayı aldım çünkü eskiden çok yakın olduğun o kankalarla dargın olmanı kaldıramadım. | Open Subtitles | توليت هذه القضية لأنني فزعت بأن أمكنك أن تنفصل عن أصدقاء كانوا مقربين منك جداً |
Görünüşe göre, dünyayı Bu kurtaracak, nasıl olacağından emin değilim, ...ama biraz zaman ver, sadece sekiz saniyedir bunun üzerinde çalışıyorum. | Open Subtitles | من الواضح بأنها ستنقد العالم لست متأكداً كيف لكن اعطني بعض الوقت لقد توليت هذه القضية منذ ثمان ثوان |
Bu davayı ilk aldığımda, onun suçlu olduğuna inanıyordum. | Open Subtitles | عندما توليت هذه القضية بالبداية، كنتُ أؤمن بإنها كانت مُذنبة. |
Bu işi aldığımda .bana 25 yıldır bölge şampiyonu olamadığınız söylendi. | Open Subtitles | عندما توليت هذه المهمة، قالوا لي أنك لم فاز ببطولة تقسيم في 25 عاما. |
Bu davayı bana sormadan aldın çünkü hayır diyeceğimi biliyordun. | Open Subtitles | توليت هذه القضية بدون طلب إذني و فعلت ذلك لأنك كنت تعلم أنني سأرفض |
Sen Bu davada son derece profesyonelce davranırken ben cahilce davrandım. | Open Subtitles | حسنا, أنت توليت هذه القضية بأقصى الاحترافية في حين أنني عاملتها أنا ببلادة |
Amerikan Elçiliği'nde çalışan bir İngiliz polisiyim, Bu davayı artık ben yürütüyorum. | Open Subtitles | أنني أعمل في السفارة الأمريكية و الشرطة البريطانية. و لقد توليت هذه القضية. |
Ben Bu dava ile uğraştığımda sen cümle bile kuramayacak yaştaydın. | Open Subtitles | وأنتي لم تكوني حتى تستطيعين تحضير الجُمٌل التعبيرية عندما توليت هذه القضية |
Bu davayı ilk aldığımda, başka bir dava gözüme çarpmıştı. | Open Subtitles | عندما توليت هذه القضية، ملف آخر أثار انتباهي. |
Bu işe geldiğimde, verdiğim sözü tutardım. | Open Subtitles | لما توليت هذه الوظيفة أتيت بكلمتي فقط |
Bu işe başladığımda, verdiğim sözü tutardım. | Open Subtitles | لما توليت هذه الوظيفة أتيت بكلمتي فقط |
Bu davayı kabul edeceğimden bile emin değilim. | Open Subtitles | لست متاكد حتي اذا توليت هذه القضية |
Bu işi seninle çalışmak için istedim. K.çını toplamak için değil. | Open Subtitles | توليت هذه الوظيفة لأعمل معك لا لحمايتك |
Babamın ısrarıyla Bu sorumluluğu aldım. | Open Subtitles | توليت هذه المسؤولية بناء على طلب والدي. |