Ne düellodan, ne de Parlayan bir Zorro'dan bahsetme tanrı aşkına. | Open Subtitles | لا تقل أي شئ ... حولقتالالسيف أَو توهج رجاللك في الظلام بحق السيد المسيح |
Ayrıca küre güzel bir şekilde parladı. | Open Subtitles | و أيضاً ذلك الجرم السماوي توهج |
Götümde fosforlu bir çubukla günü bitirebilecek miyim? | Open Subtitles | أنا ستعمل في نهاية المطاف بعصا توهج ما يصل مؤخرتي ؟ |
Mavi tozun güçlü bir parıltısı vardır. Bu bizim için bir avantaj... | Open Subtitles | الغبار الأزرق لديه توهج قوي، إذا تمكنا فقط من تحديده |
Hepiniz geceleyin gökyüzüne bakıp milyonlarca ölü yıldızın parıltısını görmüştür. | Open Subtitles | كلكم تطلعتم لسماء هذه الليلة ورأيتم توهج العديد من النجوم الميتة |
Ondaki başka herşey sönüp gitmiş, ama bu ışık parlamıştı." | Open Subtitles | لقد توهج ذلك فى داخله عندما لم يعد يتوهج أى شئ بجانبه |
pırıl pırıl yarasa Ne iştesin aca-- | Open Subtitles | توهج أيها النجم الصغير أنا أتساءل |
Karanlıkta parla. | Open Subtitles | توهج في الظلام. |
Karanlıkta parıldama görüyor musun? | Open Subtitles | هل لاحظت وجود أي توهج في الظلمة؟ |
Ağaçların arkasında bir şey parlıyordu. Ne olduğunu bilmiyorduk- | Open Subtitles | لقد كان هنالك توهج خلف الشجر ولم تكن لدينا فكرة عما يكون |
Bazen, ona baktığınızda, ışığın, yüzünde parlamasına keder dolu gözlerine sormadan edemezsiniz, "Ne arıyor?" | Open Subtitles | احيانا , عندما تنظر اليها وترى توهج الضوء على وجهها العيون مملؤه بالحزن يجب أن تسأل نفسك "ما الذى تبحث عنه؟" |
Parlayan dev bir çekirdeği ve etrafında gaz ve toz bulutlarından oluşan bir halkasıyla. | Open Subtitles | لديها توهج كبير بالمنتصف |
O, Parlayan Burun. | Open Subtitles | هذا هو توهج الأنف. |
Aşkımız alev gibi parladı. | Open Subtitles | توهج حبنا مثل نار حارقة |
Hançer parladı ve sonra parçalandı onlar dokunduğu zaman bu demek ki Lionel veya Lex benim en büyük düşmanım. | Open Subtitles | النصل توهج ثم تحلحل وإختفى ...بعد أن لمسوه مباشرة (وهذا يعني أن (ليونيل) أو (ليكس... أحدهما هو عدوي اللدود |
Evet, ama o fosforlu çubuğu tutan adam, senin gelecekteki kocan olabilir. | Open Subtitles | نعم ولكن الرجل القابضة التي توهج عصا قد يكون مجرد زوجك في المستقبل |
Kırılmış bir fosforlu çubuk. | Open Subtitles | إنه قضيب توهج فسفوري مكسور |
Yüzünde ortopedi parıltısı var. | Open Subtitles | توهج العظمية. شكرا لك. |
Son mertebeye ulaşan birisi kendi vücut parıltısını yaratabilir yaratabileceği bu güzelliğin de sınırları yoktur! | Open Subtitles | ... شخص الذي بلغ المستوى النهائي ويمكن أن يجعل له كله توهج الجسم... جمال انه سيكون قادرا لخلق سيكون بدون حدود. |
Doğanın parıltısını nereden aldığını hiç merak ettiniz mi? | Open Subtitles | هل تساءلت يوما كيف يحصل طبيعة توهج لها؟ |
Şu ikisini beklerken, lütfen şu gözümü alan ışık için güneşliği aşağıya indirebilir misin? | Open Subtitles | بينما نحن في انتظارنا لهذان الاثنان هل يمكنك انزال ذلك الحاجز ؟ أنا أحصل على توهج |
- pırıl, pırıl, pırıl, pırıl - pırıl, pırıl. | Open Subtitles | توهج، توهج، توهج توهج، توهج |
* güneş battığında * * her yer karardığında * * sen küçük yıldızlarını göster * * gece boyunca parıl parıl parla.* | Open Subtitles | * When the blazing sun is gone * * عندما يذهب توهج الشمس * * When he nothing shines upon * * عندما لا يلمع على شيء * * Then you show your little light * عندها تضيء مصباحك الصغير * |
Karanlıkta parıldama görüyor musun? | Open Subtitles | هل لاحظت أي توهج في الظلام؟ |
- Meteor danesi. Geçen sefer mahşer atlısının yakınında iken parlıyordu. | Open Subtitles | النيزك، توهج أحمراً عندما كُنت بقرب الفارس السابق |
Evet, lens parlamasına benziyor. | Open Subtitles | نعم, يبدو كأنه توهج عدسة. |