| Orta Asya'da Çağatay Hanlığı Timur gibi liderler yetiştirdi, torunu Babür ise Hindistan'da Babür İmparatorluğu'nu kurdu. | TED | في آسيا الوسطى، الخانات الشاغاتية جلبت قادة مثل تيمور وسَليـلَه بابور، الذي أسس الإمبراطورية المغولية في الهند. |
| Büyük İskender, Timur ve senin Çar Peter. | Open Subtitles | الإسكندر الاكبر. تيمور, وبطرسك الاكبر |
| El Temur'un emrine itaatsizlik edemediğinden böyle yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | ايها الجنرال , انا اعلم انك لا تجرؤ علي عصيان اوامر تيمور |
| El Temur'un kulağına giderse hayatım iyice zorlaşacak. | Open Subtitles | ليس بعد ان يعرف تيمور الحياة لن تكون سهلة بعد ذلك |
| En son görevlerimden biri de referandumdan sonra Doğu Timor'daydı. | Open Subtitles | احد المهمات اخر مرة عندما كنت في تيمور الشرقية بعد الاستفتاء الشعبي |
| Sürekli gördüğüm o rüyadaki gibi. Şu Timor'da olduğum zamandaki. | Open Subtitles | نفس الحلم الذي دائماً احلم به بخصوص تيمور |
| - Şimdi de Bryan kayboldu. Taymor'la tekrar konuşmalısınız. | Open Subtitles | برايان) الآن مفقود) عليك التكلم مع (تيمور) ثانية |
| Sanırım Timur kardeşini hastaneden hastaneye taşıyor ve ona bakıyordu. | Open Subtitles | أظنّ أنّ (تيمور) كان ينقل أخاه من مستشفى لآخر ليراقبه. |
| Kontrol altına aldım Timur. | Open Subtitles | "أنا أسيطر على الأمر "تيمور لقد حذرتك من التورط معهم |
| Noah, Timur dahil herkese telefon tedarik edecek. | Open Subtitles | "نواه" احضري للجميع هواتف جديدة بما فيهم أيضاً "تيمور". |
| Özbek kara para aklama işini yapan birisi Timur Ahmedov. | Open Subtitles | بواسطة شخص كان يراقب غاسل الأموال الأوزبكي المسمى (تيمور أحمدوف) |
| Timur bunu 10'a kadar götürebilir. | Open Subtitles | تيمور " هنا يستطيع أن يوصلك للمستوى العاشر " |
| Timur'un 6 sene önce çaldığı bir teknoloji değilmiş. | Open Subtitles | اتضح أنّ (تيمور) لم يسرق أي تقنية قبل ست سنوات. |
| Şayet bu işle El Temur'un güvenini kazanırsam Koryo tahtı benim olacak. | Open Subtitles | إذا إستطعتٌ أن أكسب ثقة رئيس الوزراء يل تيمور عرش كوريو سيكون مِلكي |
| Budashiri Khatun, Saltanat naibi El Temur geldi. | Open Subtitles | بودا شيري خاتون ، رئيس الوزراء يل تيمور هنا |
| El Temur, Maebak'dan daha zengin olmasın sakın? | Open Subtitles | هل هذا يعني أن آل تيمور لديه أكثر منهم ؟ |
| Doktor Jeremy Cooper Doktor Jack Wells Kate Alvarez, Marty Timor Greg Baptiste. | Open Subtitles | دكتور جيرمي كوبر دكتور جاك ويلز كيت اولفريس ، مارتي تيمور |
| Timor'un etrafından dolanarak kurtulabiliriz. Bu bize biraz zaman kaybettirecektir. | Open Subtitles | يمكننا الخروج من هذا بالرجوع الى تيمور |
| Çeçenistan'a, Doğu Timor'a. | Open Subtitles | الشيشان , تيمور الشرقية سنستمتع |
| - Taymor'un evindeki bir odada. Birkaç at ve bir sürü eski savaş silahı buldum. | Open Subtitles | في مستودع بمنزل (تيمور) ، وجدت بعض الخيول ومجموعة كبيرة من الأسلحة اليدوية |
| Tahminime göre Taymor oradadır. - Yanına geliyorum. - Takviye getir. | Open Subtitles | اعتقد أن (تيمور) هناك، سآتي إليك - أحضر فريق الدعم بمعيتك - |
| Sende ne var? - Şartlı tahliye memuru. Leo Taymor. | Open Subtitles | (ظابط الأفراج المشروط هو (ليو تيمور |