Bize en pahalı keresteyi getir böylece bizden daha çok para al. | Open Subtitles | عليك أن تُحضر لنا الخشب الأعلى ثمناً وعليك تغريمنا ثمنه بعد ذلك |
Sen örneği getir, ben de anlaşmayı yapacak adamı getireyim. | Open Subtitles | انت تُحضر العينة وانا احضر الرجل المسئول عن الإتفاق |
Kang Woo bile getirmedin, niye yine de geldin? | Open Subtitles | أنت لم تُحضر حتى "كانغ وو"، لذا لماذا أتيت؟ |
- Benzin parası bile getirmedin. | Open Subtitles | أنت لم تُحضر مال حتى للبنزين |
İyice ıslanmışsın, Tony. Baker, bize kokteyllerimizi getirir misin lütfen? | Open Subtitles | انت مبتل كثيرا يا تونى, بيكر, هل يمكن ان تُحضر الكوكتيل ؟ |
Cep telefonu getirme, tamam mı? Ne? | Open Subtitles | لا تُحضر أى هواتف محموله صحيح؟ |
Bir lanet ısırık alırsam biftek getirecek misin? | Open Subtitles | لو تناولت قضمة من هذا الهراء هل سوف تُحضر لي شريحة من اللحم المشوي ؟ |
-Parayı buraya getirmesini söyle. -Para kasada. O getiremez. | Open Subtitles | ــ أخبرها أن تُحضر مالي هنا ــ أنه في الخزانة وهي لا تعرف الشفرة |
Ben ambulans çağırırken ona bir battaniye getirebilir misiniz? | Open Subtitles | اتستطيع ان تُحضر لها بطانية . حتي اجل لها سيارة اسعاف ؟ . انها ليست علي ما يُرام |
En iyisi bana o şişeyi getir. | Open Subtitles | ومن الأفضل أن تُحضر لى تلك الزجاجه |
PSL'ye gidip yarım düzine avukatı kap ve buraya getir. | Open Subtitles | أحتاجك أن تذهب إلى "بيرسون سبيكتر ليت" و تُحضر نصف دزينة من المساعدين و تجلبهم إلى هنا. |
Uyanınca ilk iş arabayı getir. Teşekkürler, Sheila. | Open Subtitles | هذا اول شيء تفعله غذا , تُحضر السيارة شكرا لكي , (شيلا)ِ |
- Çıkmalıyım. Bana bira getirmedin, değil mi? | Open Subtitles | -أنت لم تُحضر لى البيرة , أليس كذلك ؟ |
Niye palto getirmedin? | Open Subtitles | لماذا لم تُحضر معطف ؟ |
Telefonunu getirmedin? | Open Subtitles | لم تُحضر هاتفك؟ |
Tom, bize biraz kahve getirir misin? | Open Subtitles | توم, هل يُمكنك أن تُحضر لنا بعض القهوة ؟ |
Sevgilim bana bir kadeh şarap getirir misin? | Open Subtitles | عزيزي، هل يمكن أن تُحضر لي قدحاً من النبيذ؟ |
Bana bayanları, Madam Clayton'la Madam Rice'ı getirir misiniz? | Open Subtitles | هل تسمح بأن تُحضر لى السيدة كلايتون والسيدة رايس |
Daha fazla cep telefonu getirme dedim! | Open Subtitles | لا تُحضر أى هواتف محموله مجدداً؟ |
Başka kadınlarını buraya getirme. | Open Subtitles | لا تُحضر أي نساءٍ أخريات إلى هنا. |
Hayır, eve yerleştikten sonra, annem Emma'yı cumartesi Paris'e getirecek. | Open Subtitles | ـ لا ، لقد قررنا أن أذهب لأستقر أولاً و أمي تُحضر إيما لباريس الأحد المقبل |
İhtiyacım olan son şey, Federalleri buraya getirecek ve ilişkilerime burunlarını sokmalarına sebep olacak bir çete savaşı. | Open Subtitles | آخر ما أريده هو حرب شوارع تُحضر الفيدراليين للبحث خلف علاقاتي .. |
Garson dönünce, bana bir kahve daha getirmesini söylersin, olur mu? | Open Subtitles | عـنـدمـا تـعــود النـادلـة قـولي لهـا أن تُحضر لي فنجان قهوة آخر، حسناً؟ |
Karının sana yemeğini getirmesini istemez misin? | Open Subtitles | الا تتمنى ان تُحضر زوجتك عشائك؟ |
- Bana yiyecek bir şeyler getirebilir misin? | Open Subtitles | ـ هل يمكنكِ أن تُحضر لى شيئاً لآكله ؟ |