Bugün, Samanyolu'nu çevreleyen minik galaksilerin 60 tanesini biliyoruz. | TED | نحن الآن على دراية بستين من هذه المجرات الصغيرة، والتي تُحيط بمجرتنا. |
Bu delik, bizi çevreleyen yabancı ışığın yarattığı kaosu dışarıda tutuyor. | Open Subtitles | غرفة مظلمة حتى ذلك الثُقب يستثني تشويش أشعة الضوء الدخيلة التي تُحيط بنا |
Tüm bu soruların temelinde tabiatın bir kuvveti yatıyor bizi çevreleyen, bize nüfuz eden ve galaksiyi bir arada tutan. | Open Subtitles | بجوهر كلّ هذه التساؤلات تكمنُ قوّة طبيعيّة تُحيط بنا, تخترقنا, وتربط أوصال المجرّة ببعضها. |
Donmuş okyanustan, onu çevreleyen karalara. | Open Subtitles | ابتداءً من المحيط المتجمد نزولاً عبر الأراضي التي تُحيط به |
Kıtanın etrafını çevreleyen dev dalgaların önündeki tek engel, onlar. | Open Subtitles | إنها العوائق الوحيدة ،أمام طريق الأمواج العملاقة التي تُحيط بالقارة دون رقابة من الأراضي الأخرى |
Donmuş okyanustan, onu çevreleyen karalara. | Open Subtitles | ابتداءً من المحيط المتجمد نزولاً عبر الأراضي التي تُحيط به |
Kıtanın etrafını çevreleyen dev dalgaların önündeki tek engel, onlar. | Open Subtitles | إنها العوائق الوحيدة ،أمام طريق الأمواج العملاقة التي تُحيط بالقارة دون رقابة من الأراضي الأخرى |
Bizi çevreleyen terör bulutu görüşümüzü karartıyor. | Open Subtitles | سحابة الأرهاب التي تُحيط بِنا وتحُد من رؤيتنا |
Ayrıca daha büyük bir kesinlikle beni çevreleyen şekilleri gözlemlemeye başladım. | Open Subtitles | وبدأت ألاحظ بدقة النماذج التي تُحيط بي |