"تُردْ" - Traduction Arabe en Turc

    • istemediğini
        
    • istememiş
        
    • istemiyordu
        
    • istemiyorsun
        
    Artık benimle olmak istemediğini düşünmüştüm. Open Subtitles بَدأتُ الإحْساْس أنت لَمْ تُردْ لِكي تَكُونَ هنا مَعي.
    Emo ödevini tamamlayana kadar Kevin'ın oyun oynamasını istemediğini üstüne basa basa söyledi. Open Subtitles يمكن أن نسميه موعدا وأنها أوضحت لي هي لَمْ تُردْ كيفين للِعْب باللعبةِ الجديدةِ حتى يَنهي من مشروع 'امو'
    Bu işi umumi bir tuvalette yapmak istememiş miydin? Open Subtitles ألم تُردْ دائماً أَنْ تفعلها مرحاض عام ؟
    Yani hükümet, sırlarını bilen birinin ayağına basmak istememiş. Open Subtitles لذا الحكومة لَمْ تُردْ للخَطوة على أصابعِ القدم شخص ما الذي عَرفَ أسرارُهم.
    O zamandan beri biliyorsun Bayan Douglas bilmek istemiyordu. Open Subtitles عَرفتَ كلّ شيء عن هذا. رغم ذلك. آنسة دوغلاس لَمْ تُردْ المعْرِفة.
    Belki de hem kızkardeşine ihanet etmek istemiyordu ve hem de Vance'in hapiste çürümesine gönlü razı değildi. Open Subtitles نعم، حَسناً، جودي يَجِبُ أَنْ يكونَ عِنْدَها مَدَّ اليدّ إلى الشرطة. نعم، لَرُبَّمَا هي لَمْ تُردْ لخيَاْنَة أختِها
    Gerçekten benimle birlikte kahvaltı yaparken görülmek istemiyorsun, değil mi? Open Subtitles أنت حقاً لا تُردْ الظهور تَنَاوُل الفطور مَعي، أليس كذلك؟
    Gitmek istemediğini sen söylemiştin, hadi gitme. Open Subtitles قُلتَ بأنّك لَمْ تُردْ حتى للذِهاب إلى هذا الشيءِ. إبقَ في البيت.
    Jessie buraya gelmek istemediğini söyledi. Open Subtitles جيسي أخبرتْني أنت لَمْ تُردْ المَجيء
    Bana, artık beni görmek istemediğini söyledin. Open Subtitles قُلتَ بأنّك لَمْ تُردْ لرُؤيتي أكثر.
    Seni ihbar etmek istememiş. Open Subtitles هي لَمْ تُردْ أنْ للإبْلاغ عنك.
    Kendini buraya getirmek istememiş. Open Subtitles هي لَمْ تُردْ جَلْب نفسه هنا.
    Ama burada kalmak istememiş. Open Subtitles و لكنّها لمْ تُردْ البقاء
    Ama burada kalmak istememiş. Open Subtitles و لكنّها لمْ تُردْ البقاء{\pos(190,210)}
    Ama Franklin öpmeyi hiç istemiyordu. Open Subtitles [راوي] لكن فرانكلين لَمْ تُردْ التَقبيل مطلقاً.
    Tekrar evlenmek istemiyordu. Open Subtitles هي لَمْ تُردْ الزَواج ثانيةً.
    Zaten istemiyordu. Open Subtitles وهي لَمْ تُردْ إلى.
    Bu şeye gitmek bile istemiyorsun. Open Subtitles لا تُردْ حتى أَنْ تَذْهبَ إلى هذا الشيءِ.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus