"تُصغي" - Traduction Arabe en Turc

• dinlemiyorsun
• dinler
• dinlemedin
• dinlemelisin
• dinlemiyordun

Hayır, hayır, dinlemiyorsun. Oraya gidecek vaktim yok.
لا، إنّكَ لستَ تُصغي إليّ، ليس لديّ وقتٌ للذهاب إلى هناك.

Hey, beni dinlemiyorsun.
أنت لا تُصغي. تعال إلى هُنا.

Ne zamandan beri beni dinler oldun?
منذ متى تُصغي لي؟

Dışarı çık demiştim ama dinlemedin beni.
لقد أخبرتك بأن تخرُج، لكنك لمْ تُصغي إليّ.

Sık sık kendini daha fazla dinlemelisin.
يجب أن تُصغي لنفسك في أغلب الأحيان.

Sana seslenmeye calıştım ama beni dinlemiyordun.
حاولتُ مُناداتكِ، لكنّكِ لم تُصغي

Söylediğim hiç bir kelimeyi dinlemiyorsun, değil mi?
أنت لا تُصغي لما أقول ، صحيح؟

- Beni dinlemiyorsun değil mi?
-أنتَ لا تُصغي إليّ , ألستَ كذلك؟

Beni dinlemiyorsun.
أنتَ لا تُصغي إليّ.

Beni dinlemiyorsun.
عليك أن تُصغي لي...

Zamanımızı boşa harcıyoruz. Durup bir dinler misin?
أيمكنك ان تتوقفي و تُصغي ؟

Aiden biraz beni dinler misin?
(أيدن) ، الأ يمكنك فقط أن تُصغي إلي؟

Işık Rahibeleri sana böyle yapmanı söylediler ama sen onları dinlemedin.
" راهبات (الضياء)" أخبروك بذلك، لكنكَ لمّ تُصغي إليهن.

- dinlemedin mi?
-ألم تكن تُصغي ؟

Ama sen dinlemedin.
أنت لم تُصغي

Seni koruyacağımı söyledim ama sözümü dinlemelisin.
أخبرتك أنّي سأحميك لكن عليك أن تُصغي

- Claire, beni dinlemelisin.
عليك أن تُصغي إليّ

Elias, dinlemelisin.
( إلياس)، يجب أن تُصغي...

Uyardım, sen dinlemiyordun.
-لقد فعلت. ولكنك لم تكن تُصغي .