"تُغير" - Traduction Arabe en Turc

• değiştirecek
• değiştirir
• değiştirme
• değiştiriyor
• değiştirmez
• değiştirmek
• değiştirebilir
• değiştirebilirsin
• değiştirmiyor
• fikrini
• değiştirmeyin

Hepimiz yolun sonuna varmadan... değişmesi gereken şeyleri değiştirecek.
فهو سيغير أشياء يجب أن تُغير قبل أن نموت جميعاً

- Bana bırakın. Onu korkut, fikrini değiştirir.
لنجعلها تشعر بالخوف سيجعلها تُغير من رأيها

Evet, Albay bir şeyleri değiştirme kaderimizi kontrol etme, yanlışları düzeltme gücü.
أجل, كولونيل, القُوة تُغير الأشياء. -تتحكم بمَصيرنا, الصحيح و الخاطيء -لِنلعب دور الرب ؟

Bil milyon yumurta bıraktıktan sonra dişi istiridye cinsiyetini değiştiriyor.
فإن انثى المحار تُغير من جنسها انا لا الومها

Ama onların yarısı kadar adamımız olduğumuzu değiştirmez.
لا تُغير حقيقة أن بحوذتنا نصف الرجال.

Hadi yap bakalım. Artık fikrini değiştirmek için çok geç.
،هيا بنا لنبدأ .تأخر الوقت لكى تُغير رأيك

Peki dünyada bıraktığın ayak izini değiştirebilir mi?
هل يمكن أن تُغير بصمة قدمك التي ستتركها في هذا العالم؟

İstersen derginin adını Modern İnananlar olarak değiştirebilirsin.
حسناً , بأمكانك دوماً ان تُغير اسم المجلة الى المؤمن العصرى

Geri dönmüş olması onu birinin kaçırdığı gerçeğini değiştirmiyor.
عودتها لا تُغير حقيقة قيام شخص ما بإختطافها

Bu suçlamanın doğasını değiştirecek yeni olaylar gün ışığına çıktı.
لقد ظهرت أحداث جديدة على الساحة قد تُغير من طبيعة ذلك الإدعاء

Ayrıca odasında ateş yakacak her gün çarşaflarını ve battaniyelerini değiştirecek ve Lord Kumandan'ın diğer tüm isteklerini yerine getireceksin.
وستبقيالنارمُشتعلةفىالغُرف... و تُغير صحائفه و بطانيته يومياً ... و ستفعل أي شيءٍ أخر سيطلبه منك اللورد القائد

Freon. ABD'yi tamamen değiştirecek.
فيرون )، سوف تُغير الجيد في ) " الولايات المتحدة الأمريكية "

Bir kuşun hareketi bütün sürünün şeklini değiştirir.
فالحركة التي يقوم بها طائر واحد تُغير الشكل الكامل لتشكيلة السرب.

Savaş herşeyi değiştirir şimdi herşey yeni ittifaklara bağlı.
الحرب تُغير كل شيء والأمر الآن كله يتعلق بالحُلفاء

- Hastaneden çık. - Konuyu değiştirme.
ـ اخرجي من المُستشفى ـ لا تُغير الموضوع

- Yani isterdim tabiki-- - Konuyu değiştirme.
لا تُغير الموضوع.

Kablosuz internet şifresini her gün değiştiriyor. Rastgele harf ve sayılar koyuyor.
إنّها تُغير كلمة سر شبكتها كل يوم أحرف وأرقام عشوائية

Elektrostatik altında, sertliğini değiştiriyor.
تحت التأثير الكهربائي تُغير صلابتها

Evraklar hiçbir şeyi değiştirmez.
الأعمال الورقية لا تُغير الحقيقة

ne yanlışı görünüşünüzü değiştirmek lazım.
ما الخطأ بهم؟ - عليك أن تُغير من شكلك الخارجي.

Yani, örneğin; gördüğünüz şey hissinizi etkiler ve hissetme biçiminiz de, gördüğünüz şeyi değiştirebilir.
لهذا على سبيل المثال، عندما ترى انطباعا ماتشعر به و الطريقة التي تشعر بها بإمكانها حرفياً أن تُغير ماترى.

Belki onun fikrini değiştirebilirsin.
حسنا, ربما تستطيع ان تُغير رأيه

Çöpçatanlık siteleri bile, aşkı değiştirmiyor.
حتى مواقع المواعدة لم تُغير الحب.

Zaten destekliyor fakat canımı sıkmaya devam edersen fikrini değiştirmesini sağlarım.
والذي دعمته بالفعل، إلا لو أردتِ إزعاجي حتى أجعلها تُغير رأيها

Kanalı değiştirmeyin yoksa kumandanız havaya uçar.
لا تُغير القناة و إلا جهاز التحكم عن بُعد سينفجر!