Sadece şaka yüzünden değil! Sadece kendini düşünüyorsun! | Open Subtitles | إنها ليست مجرد مزحـة، أنت تُفكر فى نفسك فقط. |
Üniforma giymenin çocukça olduğunu düşünüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لابد أنك تُفكر أن إرتداء زي رسمي يعتبر طفولية ، أليس كذلك ؟ |
O yalan atmaz ama Aklından geçtiği bellidir. | Open Subtitles | إنها لاتكذب،ولكن يمكن أن تخبرها بأن تُفكر بالكذب |
Ben hayaletim. Tek yapabildiğim bu. Ayrıca beni düşünüyor olmasaydın belirmezdim. | Open Subtitles | إنّي شبحٌ، و هذا كلّ ما في وسعي، ولا يسعني الظهور لكَ ما لم تكن تُفكر في. |
Hedefine konsantre ol ve başka bir şey düşünme. | Open Subtitles | رَكز علي هدفك, و لا تُفكر في أيّ شيء أخر. |
Bunun için fazla iyi olduğunu düşündüğünü biliyorum ve kovulmadan önce elbette öyleydin. | Open Subtitles | أعرف أنك تُفكر بأنك أعلى منها. و بالطبع أنت أعلى منها. |
Ne düşünüyordun... suçlu transferini basmakla? İşe yaradı. | Open Subtitles | مالذي كنتَ تُفكر به بحق الجحيم بالهجوم على نقل سجين؟ |
Patronuna bağlılığın göstergesi olduğunu ve senden beklenileni yaptığını düşünmelisin. | Open Subtitles | وعليك أن تُفكر بأن تُرضي زعيمك وستفعل ماهو متوقعٌ منك |
Acaba onu vurmadan atışı yapabilir miyim diye düşünüyorsun. | Open Subtitles | أنت تُفكر بأنك تستطيع إطلاق النار بدون أن تُؤذيها |
Kaçmayı düşünüyorsun ama ben insanları sırtından vurmaya bayılırım. | Open Subtitles | انت تُفكر فى الهروب لكنى احب اصابة الرجال فى ظهورهم |
Ve bu yatakta ne olacağını düşünüyorsun? | Open Subtitles | وماذا تُفكر بأنه سيحدث في هذا السرير الواحد؟ |
Beni bir kez daha vurmayı mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | أنت تُفكر بشأن إطلاق النار علىّ مُجدداً مُحاولة القضاء علىّ ؟ |
Elam Ferguson, gözümün içine bak ve Aklından geçenleri söyle. | Open Subtitles | إيلام فيرقسون , أُنظر إلى عينيّ وأخبرني بماذا تُفكر |
Sorun şu ki hiç konuşmuyoruz. Ne düşünüyor bilmiyorum. | Open Subtitles | المشكلة هي أننا لا نتحدث لا أعرف بما تُفكر |
Gözümün önünden bir adım ayrılmayı bile düşünme. | Open Subtitles | لا تُفكر حتى بأن تخطو خطوة واحدة بعيدًا عن ناظري. |
Onun ne düşündüğünü ya da ne hissettiğini nasıl bilebilirim? | Open Subtitles | وكيف من المفترض أن أعرف ما تُفكر فيه أو ما تشعر به؟ |
Eğer gelmeseydin şimdi evde oturup, gelmiş olsaydın neler yapıyor... olabileceğini düşünüyordun. | Open Subtitles | لو أنك لم تأت معنا, لكنتَ جالساً الآن في منزلك تُفكر فيما كان سيحدث لك بدلاً عما نحن مُقدمون عليه |
Patronuna bağlılığın göstergesi olduğunu ve senden beklenileni yaptığını düşünmelisin. | Open Subtitles | وعليك أن تُفكر بأن تُرضي زعيمك وستفعل ماهو متوقعٌ منك |
Tek düşündüğün o hesap defteri değil mi? | Open Subtitles | ألستَ تُفكر فقط بشأن دفتر الحسابات؟ |
Belki sana saldıran kişilerle yüzleşmeyi düşünmen gerekiyordur. | Open Subtitles | و ربما يجبُ أن تُفكر حولَ التفاعل مع الرِجال الذينَ هاجموك |
Şimdi senden iyice düşünmeni istiyorum. Kulağa nasıl geliyorlardı? | Open Subtitles | الآن، أريدك أن تُفكر جيداً، وتخبرني كيف كانوا يبدون؟ |
Aynen öyle, sorun da bu işte. Hiçbir halt düşünmüyorsun. | Open Subtitles | بالضبط ، هذه هى المُشكلة أنك لا تُفكر فى الهراء |
Bu görüntü için birilerini öldürdün ama diğerlerini aramak aklına gelmedi mi? | Open Subtitles | لقد قتلت لأجل هذا الفيديو ولم تُفكر قط بالبحث عن الفتية الآخرين؟ |
Roma polisi Bay Greenleaf'e sormayı düşünmemiş. | Open Subtitles | لم تُفكر شرطة روما في سؤال السيد جرينليف عن ذلك |