En azından, bu kadın öldürülmeden 12 saat öncesinde. | Open Subtitles | على الأقل قبل أن تُقتل تلك المرآة بـ 12 ساعة |
Hayır, onun istediği, onun peşine düşmen. öl ya da öldür. | Open Subtitles | لا، بل هو يريدك أن تسعى خلفه إمّا تقتل أو تُقتل |
Bu öldürmek ya da bunu biliyor yeraltı, öldürüldü edilebilir. | Open Subtitles | إن الوضع أن تقتِل أو تُقتل في العالم السفي أنتتعرفهذا. |
Bunun için öldürülen kadınlar var. | Open Subtitles | ـ النساء يجب أن تُقتل لهذا السبب |
Neredeyse öldürülüyor olmak, ne kadar tecrübeli olursanız olun, sizi sarsar. | Open Subtitles | عندما كدت أن تُقتل قريبا سينقلب حالك لن تهتم بتجاربك الكثيرة التي مررت فيها |
Öldürülmek istemiyorsan daha iyi bir ortağa ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | إن أردتَ أن تتجنب أن تُقتل فأنتَ بحاجة لشريك أفضل |
"öldürülmüş olurdun, ve de droidler imparatorun elinde olurdu." | Open Subtitles | كان يمكن أن تُقتل, و الرجال الآلييون سيقعون فى ايدى الامبراطورية |
Sadece o sırada öldürülebilir yani. | Open Subtitles | هذه هي اللحظة الوحيدة التي يمكن بها أن تُقتل |
Demek istediğim, neredeyse öldürülüyordu. | Open Subtitles | - أعني، كادت أن تُقتل و مكتب التحقيقات الفيدراليّ |
öldürülmeden önce bizi arayarak ateş eden kişinin kim olduğunu söylemesi oldukça yararlı oldu. | Open Subtitles | كيف قُمتم بالقبض عليه؟ حسناً، قبل أن تُقتل الفتاه أتصلت بنا وقالت على هويه من سيقتُلها |
13 yaşında geçirdiği bir trafik kazasında bacağının parçalandığını, öldürülmeden kısa süre önce bir teknede olduğunu, isimlerinin ve yüzlerinin bazılarını biliyoruz. | Open Subtitles | و كُسرت ساقها بحادث سيارة عندما كانت في 13 من عمرها و كانت على قارب قبل أن تُقتل بفترة وجيزة نحن نعرف بعضاً من أسماءها و بعضاً من أوجهها |
Seçim şansımız yoktu! Onlara karşı bizdik! öl ya da öldür! | Open Subtitles | لم نملك اي خيار كنا نحن في مواجهتهم اما ان تَقتل او تُقتل |
Savaş alanında tek bir seçenek vardır öl ya da öldür. | Open Subtitles | ثمّة فقط خيار واحد في أرض المعركة تَقتل أو تُقتل |
Aksine daha da çok Filistinli İsrail ordusu tarafından öldürüldü. | Open Subtitles | بأن هناك كميات كثيرة من الفلسطينيين تُقتل على يد الجيش الاسرائيلي من الجـانب الآخـر |
Çocukken, annemin imkansiz bir sey tarafindan öldürüldü? | Open Subtitles | "عندما كنت صغيراً، رأيت والدتي تُقتل بواسطة شيء مستحيل" |
Benim neyim var biliyor musun? Durmadan öldürülen bir Sims ailesine. | Open Subtitles | أمّا أنا، فلديّ عائلة "سيمس" تُقتل باستمرار |
Bufalo öldürülüyor. Adam yiyor ve çürüyor. | Open Subtitles | الجاموسه تُقتل, يأكلها الرجل, ثم يتعفن الرجل |
Öldürülmek üzere olduğu için bu kadar korkmuş halde canlı kanlı bir insan tarafından. | Open Subtitles | كانت خائفة لأنّها كانت على وشك أن تُقتل بواسطة إنسان حقيقي. |
Burada öldürülmüş olamaz. | Open Subtitles | يمكن أنّها لم تُقتل هنا |
Kendi arzusuna karşı kanamaya zorlanan her neyse öldürülebilir, ölebilir, ve mağlup olabilir. | Open Subtitles | مهما تكن القوة التي تنزف ضد إرادتك يمكن أن تُقتل ، يمكنها أن تموت يمكنك هزيمتها |
O benim kızım. Bu gece neredeyse öldürülüyordu. | Open Subtitles | هذه ابنتي، وقد كادت تُقتل الليلة. |
Kızın da Ölmesine neden olacaksınız. | Open Subtitles | لماذا عليها أن تُقتل هى أيضاً؟ |
- İyi ama, eşekarısı tarafından öldürülmedi ki. | Open Subtitles | و لكنها لم تُقتل بواسطة الزنبور |
Burada öldürülmemiş. Zemin kanla ıslanmış olmalıydı ama kuru. | Open Subtitles | إنّها لم تُقتل هنا، الجرح كان ليُخضّل الأرض بالدماء، لكن هذه التربة جافّة. |
Ama öldürülmesine izin vermiş olabilir. | Open Subtitles | ولكن ربما قد سمحت لنفسها بأن تُقتل. |
Güvenli bir yolculuk geçirmedin, az daha öldürülüyordun! | Open Subtitles | لم تحظى برحلة آمنة , فقد كدت أن تُقتل |
Tam istediğin her şeyi başaracakken karın, hayatının aşkı, öldürülecek. | Open Subtitles | عندما تكون على وشك الوصول لكل شيء تريده، تُقتل زوجتك، حب حياتك. |