"تُمانعين" - Traduction Arabe en Turc

• sakıncası var
• mahsuru var
• sakıncası yoksa
• Sorun olmaz değil

Ben bunu sıkıştırmaya çalışırken senin de bunu tutmanın bir sakıncası var mı?
ألا تُمانعين أن تمسكى هذه بينما اُحاول إدخالها ؟

Yemekten sonra kahramanımızı küçük bir polislik işi için çalmamızın sakıncası var mı?
إلا تُمانعين إن سَرقنا البطل لبعض أعمال الشرطة، بعد ذلك؟

- Etrafa göz atmamızın sakıncası var mı?
هل تُمانعين لو قُمنا بأخذ جولة بالمكان للتحسب فقط ؟

Özel bir soru sorsam mahsuru var mı?
هل تُمانعين إذا سألتكِ سُؤالاً شخصياً؟ ؟

Senin için bir mahsuru var mı? Hayır tabii ki.
-هل تُمانعين إرتداء ملابس العمل؟

Eğer sakıncası yoksa çok isterim.
إذا كنتِ لا تُمانعين بأن تَحكي لي، أودّ ذلك كثيراً

sakıncası yoksa, ondan ayrılmak istemiyorum.
أنا أريدُ أن أحمل هذا , إذا كنتِ لا تُمانعين

Şimdi bu aracın plakasını araştırsam senin için Sorun olmaz değil mi?
الآن ، لا تُمانعين لو إستعلمتُ عن لوحة الرخصة تلك ، أليس كذلك ؟

Nasıl olduğunu sormamın sakıncası var mı?
هل تُمانعين بأن أسئلك, ماذا حدث لهم؟

Bunu test etmemin bir sakıncası var mı?
هل تُمانعين فى أن أختبِر هذا؟

Nina, sana Nina dememin bir sakıncası var mı?
(نينا)، هل تُمانعين إذا دعيتُكِ (نينا) ؟

Gordon'la biraz konuşmamın sakıncası var mı?
هل تُمانعين ان استعرت منكِ ( جوردن ) لبضع الثواني ؟

- Etrafa biraz baksak, sakıncası var mı?
-هل تُمانعين لو ألقينا نظرة بالمكان؟

Devam etmemin sakıncası var mı?
هل تُمانعين لو قُمت بالتحدث ؟

Rory'yi görmemin bir sakıncası var mı?
هل تُمانعين لو حاولت رؤية (روري)؟

Senin için bir mahsuru var mı?
-هل تُمانعين إرتداء ملابس العمل؟

Ben sadece sakıncası yoksa bunu bir süre saklamak istiyorum.
إنّما ... أودّ إبقاء الأمر هادئاً إذا لمْ تكوني تُمانعين.

Yani, grupla birlikte takılıyor olur, senin için sakıncası yoksa tabii.
أعني, إنها ستكون مسرورة بالذهاب مع أولئك الأشخاص, إذا كنت لا تُمانعين

Sana döndüm ve sordum "Sorun olmaz değil mi?" diye
إلتفتُّ إليكِ وقلت: "ألا تُمانعين"؟