Thane'in uyuşturucu tedarikine ulaşımı varsa, bunu yapan kişiye de ulaşımı olabileceği aklına gelmedi mi? | Open Subtitles | هل خطر ببالك أنه ان كان ثاين يتمكن من الوصول للمخدرات فقد يوصلنا أيضا إلى الشخص الذي يفعل هذا؟ |
Ve Thane daha fazlasını biliyorsa, ki bizce öyle, çok riskli olur. | Open Subtitles | و ان كان ثاين يعرف أكثر مما نظن,فتلك مخاطرة كبيرة |
Thane'e polisin seni sorguladığını söylediğinde, onun ilgisini çekersin. | Open Subtitles | ما ان تخبر ثاين ان الشرطة استجوبتك فستحظى بإنتباهه |
Thane'in şu an onun tarafında olan birine ihtiyacı var ve ona ne kadar takım oyuncusu olduğunu garanti edersen sana o kadar sırrını verir. | Open Subtitles | ثاين يحتاج لأحد بجانبه الان و كلما طمأنته انك متضامن معهم كلما أئتمنك على معلومات اضافية |
O'Neal'in halefi John Thain'e 2007 yılında 87 milyon ödendi. | Open Subtitles | أونيل خليفة جون ثاين قبض 87 مليون دولار فى 2007 |
Kızın, çok sıcak oldu diye bağırmaya başladığını Thane ve benim ona biraz su getirdiğimizi, onu dışarı serinlemesi için çıkardığımızı ve yıkıldığını. | Open Subtitles | بدأت الفتاة بالصراخ لأنها تشعر بالحر الشديد انا و ثاين جلبنا لها بعض الماء و أخرجناها للخارج لكي تبرد و إنهارت |
Bahsettiğin şeyi bilmiyorum, Thane, ama yoksa, bu iyi bir şey, değil mi? | Open Subtitles | لا اعرف بما أخبرك,ثاين لكن ان اختفى فذلك أمر جيد,صحيح؟ |
Thane'i hedef almak yerine, zanlı Peters'ın peşinden gitti. | Open Subtitles | عوضا عن إستهداف ثاين الجاني إستهدف بيترز |
Peters'ı, Thane'in yaptıklarından daha fazla sorumlu tutmuş olabilir. | Open Subtitles | قد يكون حمله المسؤولية عما هو أكثر من أفعال ثاين |
Görüyorsun ya Thane, bu kişi her kim ise dışarıda Jim Peters'a ulaşmak için evinin dışında gözetlemiş. | Open Subtitles | كما ترى ثاين أيا كان الشخص الطليق فقد تمكن من الوصول إلى جيم بيترز خارج شقته |
İsimlerini bilmiyorlarmış ama Thane ve Liz sayesinde artık dağıtım zincirine dair bir haritamız var. | Open Subtitles | حسنا,لم يعرفوا أسماء لكن الفضل لـ ليز و ثاين الان لدينا خريطة لسلسلة التوزيع |
Thane'e şarap hakkında bir şey söylüyordun sesinden kendini sakinleştirmeye çalıştığını fark ettim. | Open Subtitles | قلت أمرا لـ ثاين بخصوص النبيذ و سمعتك و أنت تهدئ نفسك |
Thane, hükümlü biri. Sen onu kaçırana kadar öyleydi. | Open Subtitles | الآن ثاين رجل مدان ادين قبل ان يطلق سراحه |
Bak, Thane ve ben anlaşamıyor olabiliriz ve Tanrı biliyor birkaç kez ölmesini bile istedim. | Open Subtitles | انظري, ثاين وأنا كنا نتنافس الله يعلم انني تمنيت موته مرة او مرتين |
Biliyor musun, Thane? | Open Subtitles | وكوني تيوانغ اريد منك ان تعلم ذلك يا ثاين |
Artık Thane'i iyileştiremezsin ama bu bizim için de geçerli mi? | Open Subtitles | حسناً,لم يكن باستطاعتك شفاء ثاين هل هذا ينطبق على بقيتنا؟ |
Şimdi aşkınız için Thane'i kurtarmaya geldik. | Open Subtitles | وأنت الآن هنا تحاولين مساعدة ثاين باسم الحب |
Beni hayal kırıklığına uğrattığını söylemeliyim Thane. Daha mücadeleci olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | لقد خاب ظني فيك يا ثاين لقد اعتقدت ان فيك مجالدة اكثر من ذلك |
Buradan çıktığımızda konuşuruz, Thane dostum. | Open Subtitles | سنتكلم في ذلك الأمر عندما نخرج ثاين صديقي |
2008 Aralık ayında Merrill vergi mükellefleri tarafından kurtarıldıktan iki ay sonra Thain ve Merrill'in yönetim kurulu ikramiye olarak milyarlar dağıttı. | Open Subtitles | و فى ديسمبر 2008 بعد شهرين من كفالة دافعى الضرائب الأمريكيين لبنك ميريل قامت لجنة ثاين و ميريل بتسليم البلايين كمكافئات |
Oradayken, eski arkadaşın Henry Thain'e rastladım. | Open Subtitles | وأنا هناك التقيت بصديقك القديم (هنري ثاين). |