Hayır, hiç boşluk vermedik, hiç bir şeyi şansa bırakmadık. | Open Subtitles | لا, لا, لا يوجد ثغرات , لا شيء متروك للصدفة |
Her hareketi öğren, kafanda defalarca tekrarla ta ki hiç boşluk kalmayıncaya kadar. | Open Subtitles | قم بمعرفة كل خطوة، اقلبه مراراً وتكراراً في دماغك إلى أن تتأكد من عدم وجود ثغرات. |
Hayır, hiç boşluk vermedik, hiç bir şeyi şansa bırakmadık. | Open Subtitles | لا, لا, لا يوجد ثغرات لا شيء متروك للصدفة |
Tüccarlar ve elçiler, hikayedeki boşlukları destansı şiirler ve İncil'den alıntılarla doldurdu. | TED | ملأ التجّار والمبعوثون ثغرات القصة بأشعارٍ ملحميّة ومقاطع من الكتاب المقدّس. |
Sizi bir süredir izliyordum ama bilgilerimin arasında büyük boşluklar var. | Open Subtitles | لقد شاهدتك بعض الأحيان لكن كان هناك ثغرات عديدة في معرفتي |
Baskı aşamasında kağıtlarda küçük potlar oluştu. | Open Subtitles | أثناء عمليه الطباعه كان هناك ثغرات صغيره فى الأوراق |
Projemde tamamlamam gereken eksiklikler vardı. | Open Subtitles | كان هناك ثغرات اسدها في مشروعي |
Efendim, yasayı didik didik ettim. Hiçbir boşluk yok. | Open Subtitles | سيدي، لقد درست هذا القانون لا يوجد فيه أي ثغرات |
Hiç boşluk yok çünkü sözleşmeyi sen hazırladın ve bir numarasın. | Open Subtitles | ولا يوجد ثغرات فأنت من كتبه وانت الأفضل |
Hiçbir boşluk kalmasın istiyoruz. | Open Subtitles | علينا أن نتأكد أنه لا يوجد ثغرات |
Hikayende bir elekten bile daha fazla boşluk var. | Open Subtitles | في قصصك ثغرات أكثر من اسفنجة مطبخ. |
Araştırmamda boşluk yok. | Open Subtitles | ليس في بحثي أي ثغرات |
Gödel'in argümanında herhangi bir boşluk var mıdır? | Open Subtitles | أهناك أية ثغرات في برهنة "غودل"؟ |
Başka bir boşluk bu. | Open Subtitles | هناك ثغرات مختلفة |
Senatör Morra için çalışmaya başlamadan önceki geçmişinde birkaç boşluk var. | Open Subtitles | (قبل أن تعمل للسيناتور (مورا كانت هناك بضعة ثغرات في سيرتك الذاتية |
Yasaların yazımından kaynaklanan bir takım boşlukları da araştırıyorum. | Open Subtitles | أنا أبحث أيضاً عن أى ثغرات مُمكنة بالطريقة التي كُتب بها القانون |
Diğer sosyopatik teröristler diğer teknik ayrıntılardan kaçamasın diye yasal boşlukları kapatmak için bir görev gücü oluşturmamalıyız. | Open Subtitles | لا ينبغي علينا وضع فريق عمل ليغلق ثغرات حتى الإرهابيون المختليين عقلياً الأخريين لا يطلق صراحهم بسبب مشاكل تقنية |
İddianamedeki potansiyel zayıflıkları öngörüp tüm boşlukları delillerle doldurmalıyız. | Open Subtitles | نحتاج للتنبؤ بأي مواطن ضعف في قضيتنا وسد أي ثغرات بالأدلة. |
Daha kötüsü, mahrem yerlerim aylarca göz önündeyken yasal boşluklar ve yetki sorunları bunu aylarca uzatabiliyor. | TED | والأسوأ أن ثغرات قانونية ومسائل قضائية جعلت الأمر يطول لشهور بينما اجزاء جسدى الخاصة مازالت معروضة لشهور |
Küçük potlar mı? | Open Subtitles | ثغرات صغيره |
Bilgi dağarcığımda eksiklikler var. Bu hiç de yeni bir bilgi değil. | Open Subtitles | هناك ثغرات في معرفتي هذا ليس بجديد. |