O güvenini kaybetmiş. Senden onu tekrar yerine koymanı beklediğini düşünüyorum. | Open Subtitles | لقد فقد ثقته بنفسه، لقد أرادك أن تعيد له بعض منها |
Fizyolojik tedavisini belirleyeceğim, ama güvenini kazanmadan ona yardım etmeyi umamayız. | Open Subtitles | لقد نويت معالجته جسدياً لكن لن نستطيع مساعدته حتى نجني ثقته |
güvenini kazandıktan sonra da sana arkasını döndüğü anda kutuları bana getirirsin. | Open Subtitles | ثمّ، بمجرد ان تكسبي ثقته ويدير ظهره لك تحضرين الصناديق سريعاً لي. |
O güveni kazandığın yeri gördüm. Savaş alanında, kardeşlerimi öldürerek. | Open Subtitles | رأيت اكتسبت ثقته على ميدان المعركة حيثما قتلت إخوتي وأخواتي |
Neden, çünkü onun Güvenine ihanet ettiğinizi kabul etmiyorsunuz. | Open Subtitles | لماذا, لأنك لا تريد ان تعترف بأنك قد خنت ثقته فيك ؟ |
Sonunda rahip, yeniden inşa için bana güven duydu. | TED | وأخيراً الكاهن أعرب عن ثقته بي لإعادة بناء الكنسية |
Bu dönem boyunca sadece harekât stratejisini gözlemlemekle kalmadım güvenini de kazanmış oldum. | Open Subtitles | وخلال هذا الوقت فقد إكتسبت ليس فقط إستراتيجية مهماته ولكن كسبت أيضا ثقته |
güvenini kazanmak için hem paranoyasını beslemeli hem de ortak düşman yaratmalıyız. | Open Subtitles | لكسب ثقته سيكون علينا تحمل ثقته وذعره ووهمه بوجود عدو مشترك لنا |
Üstüme geliyordu. güvenini sağlama almak için bir şeyler yapmam gerekti. | Open Subtitles | لقد كان يهددني، كان علي أن أقوم بشيء لأحافظ على ثقته |
Genç bir öğrenci o, kendine güvenini kırmamalısınız. | TED | هو طالب شاب، وينبغي أن تبني ثقته بنفسه. |
Onunla ilişki kurup güvenini kazanıp bilgi alacaktın. | Open Subtitles | يجب ان تكسب ثقته , وتُلهمه وتحصل على المعلومات |
güvenini yavaşça geri kazanacak... ve aylar yıllar boyunca umutsuzca minnet dolu olacak... ve bu duygu kafasının üstünde Demokles`in kılıcı gibi salanıp duracak. | Open Subtitles | سيستعيد ثقته شيئاً فشيئا، وبمرور الشهور والسنين، ودون أن يدرك، |
- Onun güvenini kazanıyorum. - Bu ne kadar zaman alacak? | Open Subtitles | إننى أحوز ثقته شيئا فشيئا كم سيستغرق هذا الأمر ؟ |
Sırdaşı olacak, güvenini kazanacaktım. | Open Subtitles | لدس نفسى فى حياته لكى أصبح أمينة أسراره وكسب ثقته |
- Bana güveni tam idi. | Open Subtitles | هكذا كانت ثقته الكامله بى حتى انه وهو على سرير الموت |
İnsanların karşısına Jim in çıkması gerekecek eğer sözcümüz olursa. Kendine güveni artıyor. | Open Subtitles | جيمي بدأ مواجهة الجمهور انه يحصل علي ثقته بنفسه |
Bakın, ben onun Güvenine bu şekilde ihanet edemem. | Open Subtitles | لكن لا يمكنني أن أخون ثقته هكذا ، لا أستطيع |
Eğer belediye başkanıyla konuşursan, bana duyduğu güven için çok teşekkür ettiğimi söyle. | Open Subtitles | إذا تكلمت مع رئيس البلدية قل له شكراً جزيلاً على ثقته |
Hayır, Phillip'in edebiyata olan inancını kaybettirecek olan şey aşk olacaktı. | Open Subtitles | لا، كان من الممكن أن يكون هذا الحب لسبب وجيه فيليب فقد ثقته في نجاحه الأدبي |
Büyük Efendimiz, bana herkesten daha fazla güveniyor. | Open Subtitles | يضع حضرة السيد ثقته الكاملة بي دونا عن جميع الآخرين |
Sadece özgüvenini artıracak bir şey böylece kıza açılacak ben de nefes alabileceğim. | Open Subtitles | مجرد شيء لزيادة ثقته حيث يمكنه أن يقوم بإعلان حبه، ويعطيني فترة راحة |
Sana tüm varlığıyla güvendi vücudunun dışında kalan her şeyini verdi. | Open Subtitles | لقد أوْدَع بك ثقته. بروحه الخالصة، بكل شيء افتقر إليها جسده. |
Eğer bir stajyer her hata yaptığında ümüğüne basılıp, ellerinde kalan son özgüven de çekip alınsaydı, geriye stajyer kalmazdı. | Open Subtitles | لو عوقب متدرب من قبل طبيبه المشرف وسلب القليل من ثقته بنفسه... كلما أخطأ فلن يتبقى أي متدربين |
- Küçük Köpek bu konuda bana güveniyordu. Siz de öyle. - Onun hakkında daha fazla konuşmayacağız. | Open Subtitles | وضع ليتل دوغ ثقته في وكذلك انت - سوف لن نتحدث بشأنها اكثر - |
Bu özgüveni için iyi olmuştur. | Open Subtitles | أوه. لابد أن ذلك دعم ثقته بنفسه |
Bana her zaman güvenmişti. Bana yol gösterdi. Akıl hocamdı. | Open Subtitles | ضمنى الى ثقته كان دليلى وصديقى |
Kendisi şu an uygun değil. Ama beni güvendiği için seçti. | Open Subtitles | إنه غير متواجد يا سيدي لكن اطمئن فقد وضع كامل ثقته بي |