Sadece üç tane, hepsi sağlık bölümünde. Onlarla temas kurmamı istiyor musun? | Open Subtitles | ثلاثة فقط , كلهم في الغرفة الطبية هل تريد مني الإتصال بهم؟ |
Bugün burada Sadece üç tanesinden bahsettim: Her zaman adapte edin, çocuklarınızı yetkilendirin, hikayenizi anlatın. | TED | لقد ذكرت ثلاثة فقط اليوم: تكيفوا طوال الوقت، مَكّنوا الأطفال، احكوا قصتكم. |
Sadece üç tane var. Ben tek başıma daha fazlasıyla başa çıktım. | Open Subtitles | إنهم ثلاثة فقط بالخارج ويمكنني مقاومة أكثر من ذلك بمفردي |
Bunun anlamı işe üç kişi alabileceğim anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | ولا يعني ذلك أنني أستطيع توظيف ثلاثة فقط |
Şu anda sadece üçü kaldı. | Open Subtitles | هذا يتركنا مع ثلاثة فقط! |
Varşova'daki onca generalden sadece üçünün mazereti yoktu. | Open Subtitles | و من كل الجنرلات في وارسو ثلاثة فقط لم يكن لديهم ذريعة لليلة الجريمة |
Chammingbird'in son sayısı Sadece üç tane... 400 yen... 400 yen... (4 milyon TL ^_^) | Open Subtitles | العدد الأخير من تشامينجبيرد غادر ثلاثة فقط. 400 ين 400 ين |
Bana yardım etmen lazım çünkü Sadece üç dolarım var. | Open Subtitles | عليك أن تساعدني لأنى لا أملك الا ثلاثة فقط. |
Bir süreliğine Almanca klübündeydim. Ama Sadece üç kişiydik. | Open Subtitles | أنا كنت في نادي ألماني ولكن لم يكن فيه إلا ثلاثة فقط |
Sadece üç tane üretildi. Biz de yarım milyon dolara, birinci vitesten başka vitesini kullanmayacak bir senatöre sattık. | Open Subtitles | ثلاثة فقط خارج الرف ، بعناها بنصف مليون دولار لجنرال |
Ama Sadece üç not olsaydı, ulaştığım sonuç kusursuz olmaz mıydı? | Open Subtitles | لكن لو كانوا ثلاثة فقط ألن يكون فهمي لها مثالياً؟ |
Sadece üç mesaj üzerine kafa yordun ve kendinden emin bir şekilde dördüncü bir tane daha olması ihtimalini hiç göz önünde bulundurmadın. | Open Subtitles | على الرغم من أن الرسالة كانت ناقصة، إلا أنك كنت متأكد أن هناك ثلاثة فقط ولم تستنتج أن الرابعة موجودة |
- Sadece üç tane kalmış. - Fındık sevmem. | Open Subtitles | ـ هناك ثلاثة فقط متبقين ـ لا احب تلك المحشوة بالبندق |
Lütfen sabırlı olun. Bir seferde Sadece üç kişi ışınlanabilir. | Open Subtitles | أرجو أن تكونوا صبورين يمكن نقل ثلاثة فقط في كل مرة |
Sadece üç kaşık alacaktım. | Open Subtitles | كنت ذاهبا لتناول الطعام لدغات ثلاثة فقط. |
Sadece üç kişiydik. | Open Subtitles | لقد مات والداهما وهما شابان. لقد كنا ثلاثة فقط. |
Lise daha iyi çünkü Sadece üç tanesi benimle dalga geçti. | Open Subtitles | المدرسة الثانوية أفضل لأن ثلاثة فقط سخروا مني |
Şehirde, büyük memelilerle ilgilenen Sadece üç tane var. | Open Subtitles | هناك ثلاثة فقط في المدينة التي تتعامل مع الثدييات الكبيرة |
Sanırım zamanında sadece iki ya da Üç tane vardı, | Open Subtitles | أعتقد أننا كنا اثنين أو ثلاثة فقط في ذلك الوقت، |
İçlerinden sadece üçü başarabildi. | Open Subtitles | "ثلاثة فقط نجحوا بالوصول" |
Danışmanları sorguladım. sadece üçünün ihanetten haberi var. | Open Subtitles | عندما استشرت المجلس ثلاثة فقط ابدوا قلقهم من المعاهدة |
Ancak biliyorsunuz, sadece üçümüz vardı. | Open Subtitles | ولكن، كما تعلمون، كان هناك ثلاثة فقط منا |