Yapmam gereken şeyler var. Yaz bitince ben de duracağım. | Open Subtitles | ثمّة أمور يتحتّم أن أفعلها سأتوقّف عنها لدى انقضاء الصيف. |
Söylemek istediğim bir şeyler var ve kime söyleyebileceğimden emin değilim. | Open Subtitles | ثمّة أمور أحتاج للبوح بها، ولستُ موقنًا لمَن عساي أقولهم |
Bak ama, yapabileceğim başka şeyler var. | Open Subtitles | ولكن اسمع، ثمّة أمور يمكنني فعلها |
- Sanırım bu olaya kafan basmıyor ama Bazı şeyler, senin sosyal statünü yükseltmekten daha önemlidir. | Open Subtitles | ستجدين هذا مضنياً فهمه، لكن ثمّة أمور أكثر أهمية من مشروعك في الإرتقاء اجتماعياً |
Ve sürü liderimiz öldüğünde onu onurlandırmak için yapmamız gereken Bazı şeyler vardır. | Open Subtitles | وعندما يموت سيّد جماعتنا، ثمّة أمور معينة علينا القيام بها لتكريمة نريد جسدة من أجل القيام بذلك. |
Jen, bunu kabul etmek benim için güç olsa da hayatta waffle'dan daha önemli şeyler de var. | Open Subtitles | رغم أنه يستعصي عليّ الاعتراف، ثمّة أمور أهم في الحياة من الفطائر |
Cain'le birlikte bu kıza yapabilceğimiz başka şeyler de var aslında. | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting}لعلمك، ثمّة أمور أخرى بيدي .أنا و(كاين) أن نفعلها بها |
Bilmediğin şeyler var, tamam mı? | Open Subtitles | -اسمعي , ثمّة أمور لا تعرفينها , حسناً ؟ |
Ama konuşulmaması gereken şeyler var. | Open Subtitles | لكن ثمّة أمور لا يتعيّن ذِكرها أبدًا. |
Benimle ilgili, bilseydin hoşlanmayacağın şeyler var. | Open Subtitles | ثمّة أمور بشأني... لن تروق لكِ إذا علمت بها. |
Bazı şeyler asla değişmez. | Open Subtitles | حسناً، ثمّة أمور لا تتغيّر |
Bazı şeyler değişmez mi diyorsunuz? | Open Subtitles | تقول أنّ ثمّة أمور لا تتغيّر |
Bazı şeyler hiç değişmiyor. | Open Subtitles | ثمّة أمور لا تتغير |
Bazı şeyler senin filminden daha önemlidir. | Open Subtitles | (سباستيان)، ثمّة أمور أهمّ من شريطكَ |
Ama hayatta başka şeyler de var değil mi? | Open Subtitles | لكن ثمّة أمور أخرى في الحياة، صحيح؟ |
Kontrol edebileceğimiz başka şeyler de var. | Open Subtitles | ثمّة أمور أخرى يمكننا تفقّدها |