"ثم أدركت" - Traduction Arabe en Turc

    • Sonra fark ettim
        
    • sonra anladım
        
    • fark ettin öyle
        
    • ve farkettim ki
        
    • ve sonra farkettim ki
        
    Sonra fark ettim ki öyle olmayabilir, ...yoksa telefonda da söylerdin. Open Subtitles ثم أدركت على الأرجح لا، بما أنّك لم تخبرني على الهاتف.
    Daha Sonra fark ettim ki, nasıl bir hayat yaşayacağıma kendim karar vereceğim. Open Subtitles ثم أدركت أنّ الأمر يعود إليّ لأقرّر أي نوع من الحياة عليّ عيشها.
    Sonra fark ettim ki vücudum savaşın insanlara yaptıklarının en iyi örneğiydi. TED ومن ثم أدركت أن جسدي كان، بأكثر من طريقة، نموذج حي لما يمكن للحرب فعله بأي شخص.
    Ve sonra anladım ki verilen mücadele buna anlam kazandırmıştı. Open Subtitles ثم أدركت أن ذلك كان نضالاً.. لمنحها معنى.. لجعلها منطقية.
    Bunun doğru olmadığını fark ettin öyle mi? Open Subtitles ثم أدركت ان الامر كان خطئ
    Sonra fark ettim ki onlar, Tanrı için gösteri yapıyorlardı, bu da ne anlama geliyorsa. TED ثم أدركت أنهم يؤدون للاله أياً كان ما يعنيه هذا.
    Sonra fark ettim ki Tanrı'dan nefret edebilmek için bile inanmak zorundasın. Open Subtitles ثم أدركت شيئاً لا يمكن أن تغضب من الرب و لا تؤمن به في نفس الوقت
    Ama Sonra fark ettim ki, buraya çıkıp ot sarıp kafayı bulsam falan kimsenin ruhu duymaz. Open Subtitles و من ثم أدركت أنني أستطيع الوقوف هنا و أن أقوم بتدخين الحشيشة و أي شيء آخر
    Neden Sonra fark ettim ki beni asıl endişelendirmesi gereken sana söyleyeceğim şeylerdi. Open Subtitles ثم أدركت أن ما يجب أن أقلق بشأنه هو كل الأشياء التى من المفترض أن أقولها لك
    Ve Sonra fark ettim ki bunu onunla nasıl yapacağımı bilmiyorum. Open Subtitles ثم أدركت أننى لا أدرى إذا ما كان بإمكانى أن أقوم بالأمر معه
    Ben de eskiden aynı sorunla karşılaşırdım Sonra fark ettim ki iğneyi bir arkadaşının yerine koymalısın. Open Subtitles كنت أعاني من نفس المشكلة لكن ثم أدركت.. عليكِ أن تدعي أن الإبرة هي صديقك
    Sonra fark ettim ki çocuğum doğar doğmaz beni de diğerleriyle beraber haremine hapsedecekti. Open Subtitles ثم أدركت أن حالما أولد طفلي سأغلق مع بقية نسائه
    Sonra fark ettim ki başka türlü yardım edebilirdim. Open Subtitles ثم أدركت بأنه كان بإمكاني أن أعرض لها المساعدة بطريقة أخرى
    Sonra fark ettim ki, sürücü koltuk seviyesini değiştirdiyse dikiz aynasının ayarını da değiştirmiş olmalı. Open Subtitles ثم أدركت إذا كان شخص ما يقوم بضبط ذراع المقعد ، وهو ما فعله هو ربما أيضا ضبط مرآة الرؤية الخلفية
    Ben de seni bekletecektim ama Sonra fark ettim ki ben bir erkeğim. Open Subtitles أنا أيضًا كنت سأجعلك تنتظرين، ثم أدركت أنّي رجل.
    Sonra fark ettim ki hissettiğim bu hüzün beni yiyip bitiriyor. Sonra buna izin vermeyeceğime karar verdim. Open Subtitles ثم أدركت أنّ الحزن يبتلعني، وقررت ألّا أسمح له بذلك.
    Eski mahalleye bir geleyim dedim önce seni çöpleri karıştıran evsiz bir kadın sandım Sonra fark ettim ki bu evsiz bir kadın değil bu Frankie Spence! Open Subtitles يعني، كنت أسوق بالجوار وأتفقد حال حينا القديم وللوهلة الأولى ظننت أن هناك إمرأة مشردة تفتش في القمامة ثم أدركت فجأة
    sonra anladım ki, ablamın cinayetinin üstünden iki yıl geçmiş. Open Subtitles ومن ثم أدركت إنها الذكرى السنوية الثانية على مقتل أختي
    Bunun doğru olmadığını fark ettin öyle mi? Open Subtitles ثم أدركت ان الامر كان خطئ
    ve farkettim ki, yazdıklarının doğru olup olmadığını bilmeden gidemem. Open Subtitles ثم أدركت أنني لا أستطيع المغادرة حتي أعلم إذا ما كان قد كتبته حقيقي
    ve sonra farkettim ki hayatta kalmaktan bahsediyorum. Open Subtitles ثم أدركت كل ما كان نتحدث عن والباقين على قيد الحياة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus