"ثم جلست" - Traduction Arabe en Turc

    • oturdum
        
    • oturdun
        
    dedi. oturdum ve dedim ki: "Dostum ben böyle bir şeyi satın alırdım" TED ثم جلست ، فقلت له " كنت لأشتري هذا المنتج لو كان موجودا".
    Biraz gittim, sonra biraz oturdum, gerçekten çok utanıyorum. Open Subtitles قدت لبعض الوقت ثم جلست لفترة انا خجلان جداً
    Daha sonra banka oturdum ve gece boyunca bekledim. Open Subtitles من ثم جلست على العتبة و أنا أنتظر طيلة الليل
    Sınıfa gittim, oturdum, Kenya tarihi notlarımı aldım ve oradaydım, Kenya kıyı şehrinden aşağı, harika Mekatilili wa Menza ile birlikte, kendi insanlarını İngiliz koloni kurallarına karşı salan Kirigiama kadını. TED ذهبت للصف ثم جلست وأخذت ملحوظات التاريخ الكينيّ، وقد كنت هناك، وسط المدينة الكينية الساحلية، مع مكاتيلي وا مينزا العظيمة، المرأة الجيريامية التي قادت شعبها ضد الحكم البريطاني الاستعماري.
    Hayır, önce senin sandalyendeydim, ama kucağıma oturdun, hatırladın mı? Open Subtitles ؟ لا, كنت أولا على كرسيك ثم جلست على حضني, أتذكر؟
    Yataktan medet umdun, çöküp oturdun... son çare diye ona başvurdun. Open Subtitles ،استدرت نحو السرير ...ثم جلست عليه .استلقيت عليه
    Çok sıcak geldi, ben de buraya girdim, işte, biraz içeride oturdum... Open Subtitles شعرت بالحرارة ، فتوقفت هنا ...تعلمون ، ثم جلست
    Sonra oturdum ve Tanrıya dileğinin gerçekleşeceğini söyledim. Open Subtitles ثم جلست وسألت الله أن تنفذ مشيئته
    Yiyeceklerin olduğu yere oturdum. TED ثم جلست حيث كان يوضع الطعام .
    Şu Cole denen çocuğa biraz sinirlendim, kafasına bir çarşaf dolayıp, üzerine oturdum. Open Subtitles -غضبت قليلاً من ذلك الصبي (كول ).. ورميت بطانية على رأسه ومن ثم جلست فوقه
    Sonra kanepeye oturdum. Open Subtitles ثم جلست على الاريكة
    İçeri girdim, oturdum. Open Subtitles فقط ترجلّتُ، ثم جلست
    bir iş görüşmesine gittiğimde Virginia Başkent'te Richmond Devlet Okulu'nda üç parçalı bir takım elbise satın aldım --bu benim görüşme için verdiğim tavizdi, uzun sakal ve afro saçlarımla birlikte platform topuklu ayakkabılarım da dahil olmak üzere -- o zamanlar 70'lerdi-- içeri girdim, oturdum ve mülakatı gerçekleştirdik. TED و ذهبت إلى مقابلة عمل في المدارس العمومية بريتشموند فيرجينيا، العاصمة، إقتنيت بدلة ثلاثة أجزاء -- تنازلا مني للعرف، حافظت على لحيتي الطويلة و تحليقة الأفرو و حذائي العالي -- في ذالك الوقت كنا في السبعينات -- دخلت، ثم جلست و بدأت المقابلة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus