"جئت من أجل" - Traduction Arabe en Turc

• için geldim
• için buradayım
• için geldin
• için geldiysen
• için mi geldin
• için gelmiştim

Randevumuz için geldim, bayan Preston.
. لقد جئت من أجل موعدنا , يا سيدة بريستون

- Yeni okullar inşa etmeye çalışıyoruz. - Ama doğruyu bulmak için geldim. - Doğruyu mu?
أعرف كم أنتم مهتمون بمدينتكم لكني جئت من أجل الحقيقة

Parti için geldim, yardım istemek için değil.
أنا جئت من أجل الحفل، أن لست هنا لطلب المساعدة ..

Yeniden bağ kurmak için buradayım kendimi yok etmek için değil. Gerçekten.
جئت من أجل إعادة البناء لا من أجل التحطيم الذاتي ، أعدكِ

Babamın işi için geldim. Sen burada ne yapıyorsun?
جئت من أجل بعض الأعمال الخاصة بأبي ، ماذا تفعل أنت هنا ؟

Ben sadece para için geldim.
لقد جئت من أجل نقودي فقط لكنكم فاجأتموني ..

Aslında, uzatma için geldim. Daha fazla zaman ihtiyacım var. Ne kadar?
في الحقيقة جئت من أجل التمديد أحتاج وقت أكثر كم؟

Buraya "havalı" bir iş için geldim, nam-ı diğer körling.
أنا هنا من أجل المتعة ، جئت من أجل الـ"كورلنق"

Evet fakat ben Poseidon'un Mızrağı için geldim.
نعم، يمكننا. ولكن لقد جئت من أجل الرمح الثلاثى لبوسيدون.

Sizi hemen görmesi gereken biri için geldim.
جئت من أجل شخص يرغب في رؤيتك بسرعة

Aslında şapkayı vermek için geldim.
لقد جئت من أجل أن أعيد القبعة.

Ama ben buraya onun hakkında konuşmak için geldim.
لكني جئت من أجل التحدث في أمرها

Hayır, aslında kızlar için geldim.
لا، في الحقيقة جئت من أجل فتياتك

Buraya macera için geldim, unuttun mu?
لقد جئت من أجل المغامرة اتتذكر

10.00 daki yoga dersi için buradayım.
جئت من أجل حصة العلاج للساعة العاشرة

- Merhaba, seçmeler için buradayım.
لقد جئت من أجل تجارب الأداء

Oğlum için buradayım.
جئت من أجل ابني

Burada olan şey için geldin değil mi?
جئت من أجل ما هناك، أليس كذلك؟

Ağ için geldiysen, daha bitirmedim. Yarın gel.
إن جئت من أجل الشبكة فلم أنتِ منها بعد، عُد غداً

- İmza vermek için mi geldin?
-تبدو بصحة جيّدة -هل جئت من أجل التواقيع؟

Oda için gelmiştim.
جئت من أجل الغرفة