Ancak son zamanlarda öğrenme öncesinde de uyku gerektiğini keşfettik, beyninizi hazırlamak için, tıpkı kuru bir sünger gibi yeni bilgiyi emmeye hazır. | TED | ولكنّنا اكتشفنا حديثًا أنّك تحتاج إلى النّوم قبل التّعلّم أيضًا لتجهّز دماغك، تقريبًا مثل إسفنجة جافّة جاهزة في البداية كي تمتص معلومات جديدة. |
Yarısına ılık su dökülmüş, öteki tarafı ise kuru. | Open Subtitles | نصف رطبة. في جانِب بمياهٍ دافئة ونصف جافّة في الطّرف الآخر |
Tibet'in kuru kalmasına neden olan bu zirveler, aynı zamanda uzak güneyde... | Open Subtitles | القُمَم ذاتها هي التي تَبقي التبت جافّة هي المسؤوله عن الامطار الموسميه التي تقع في أقصى الجنوب ، والتخضير في الهند |
Göğüs pişene kadar, kugel'ım Sına Çölü kadar kurumuş olacak. | Open Subtitles | في الوقت لحم صدري مَعْمُول، حلوي سَتَكُونُ جافّة كسيناء. |
Ayrıca dilim damağım kurudu da... | Open Subtitles | أَنا جافّة أيضاً وأَتسائلُ إذا أنا قَدْ... |
"Buzlu çayımda da tüm gün ortalıkta durup kupkuru olmuş değil taze dilinlenmiş bir dilim limon istiyorum." | Open Subtitles | "وأريد قطعة ليمون طازجة في شايي المثلّج، "ليست جافّة بقيت طوال اليوم خارجاً" |
Ve, yani, komik, yani bu garip kuru şekilde. kendisi bile bunu bilmiyor. | Open Subtitles | ومرح ولكن بطريقة جافّة حيث لا يعلم بذلك حتّى |
Pekala beyler. Barutunuzu kuru, silahlarınızı hazır tutun. | Open Subtitles | حسناً، أيها الرجال، احتفظوا برصاصاتكم جافّة وأسلحتكم متأهّبة |
Ancak içi havayla dolu kuru bir kostümle oraya inmek hiç de kolay değil. | Open Subtitles | لكن النزول هناك ببزّة جافّة ممتلئة بالماء لم يكن بالأمر اليسير |
Burada öldürülmemiş. Zemin kanla ıslanmış olmalıydı ama kuru. | Open Subtitles | إنّها لم تُقتل هنا، الجرح كان ليُخضّل الأرض بالدماء، لكن هذه التربة جافّة. |
Güneş'e yakınken, genç Dünya kuru bir haldeydi. | Open Subtitles | ..بينما نحو الشمس أقرب كانت الأرض اليافعة جافّة |
Bunun için en azından kuru maya, oksijenli su ve bir miktar da sıvı bulaşık deterjanı gerekir. | Open Subtitles | هذا أقلّه سيتطلّب خميرة جافّة وبيروكسيد الهيدروجين |
Neredeyse acıtacak kadar kuru seviyorsun. | Open Subtitles | تُعجبك وهي جافّة مع العلم بأنّها تؤلم |
Bunu kendim yaptım. Bu kuru aperatif karışımı. | Open Subtitles | لقد صنعته بنفسي إنها وجبه خفيفة جافّة |
Bana kuru yaprak yemediğini söyle. | Open Subtitles | يخبرني أنت لست يأكل ورقة جافّة. |
Çitin 1 ,5 metre dışında kurumuş traktör izleri var. | Open Subtitles | هناك أماكن جافّة حوالي خمسة أقدام خارج من السياج |
Kıyafetlerinde kurumuş kan bulamadım. Ne zaman vurulmuş? | Open Subtitles | لم أجد أيّ بقع دمّ جافّة على ملابسها متى أطلق عليها النار؟ |
...ihtimallerle dolu bir şey. Ama bir de şimdi bak. kurumuş, ölü, işe yaramaz. | Open Subtitles | انظري إليها الآن جافّة ميّتة، عديمة الفائدة. |
Biraz boğazım kurudu benim. | Open Subtitles | حنجرتي جافّة إلى حدّ ما |
Old Faithful biz geçerken kurudu diye korkmuştum ben de. | Open Subtitles | -كنتُ قلقاً من بقاء البقع جافّة |
Hava aylardır kupkuru. | Open Subtitles | إنّ السماء جافّة لعدّة شهور. |
Mahwa, Kurak ve sıcak çölde bir vaha gibidir. | Open Subtitles | اسجار المهوى تشكل مايشبه الواحةُ في صحراء جافّة حارة. |