Bütün yolları Galileo'ya geri getiren iyi kurulmuş görecelik kuralı, mutlak hareketin tanımlanamayacağını söylüyordu. | TED | الراسخ جبداً مبدأ النسبية، بالرجوع كليّاً إلى جاليلو ذكر أن الحركة المطلقة لا يمكن تعريفها. |
Galileo istasyonunu planlayanlardanım. | Open Subtitles | ساعدَت فى تَصميم محطة جاليلو الفضائية. |
Çok heyecan verici zamanlardı; Galileo, Shakespeare, Rembrant varken heyecanlıydı hayat. | Open Subtitles | لقد كان قرن مثير جداً، كان هناك (جاليلو)، (شكسبير) و (رمبرانت) |
Tıpkı Galileo, Che veya İsa'ya yaptıkları gibi. | Open Subtitles | .انها مثل, جاليلو أو تشي, أو المسيح |
Anlaşmazlığın merkezindeki Galileo plütonyumla çalışan bir uzay aracı ve mekikten fırlatılmak üzere programlanmış. | Open Subtitles | فى وَسَط الجِدال يرقُد "جاليلو"، مسبار فضائي يعمل بطاقة الـ"بلوتونيوم"، تم إعدادُه للإنطلاق عن طريق الحمولة المُتفجِرة. |
Newton, Galileo, Einstein, Stephen Hawking. | Open Subtitles | "نيوتون" (1642-1727), "جاليلو" (1564-1642), آينشتاين (1879-1955), "ستيفن هوكينج (1942 |
Bu resim, Güneş sistemini incelemek için gönderilmiş olan Galileo adlı uzay aracından çekilmiştir. | Open Subtitles | وأخذت عن طريق المركبة الفضائية (جاليلو) |