"جداً في الحقيقة" - Traduction Arabe en Turc

    • çok
        
    • aslında
        
    çok iyi bir arkadaştır. aslında bu kemeri bana o verdi. Open Subtitles انها صديقة جيدة جداً, في الحقيقة لقد صنعت لي هذا الحزام
    Bende çok heyecanlıydım. Open Subtitles لذا انا. كُنْتُ متحمّسُة جداً في الحقيقة.
    Ve bugün çok iyi bir şekilde bitti. Open Subtitles وبعد ظهر اليوم إنتهى حَسناً جداً في الحقيقة.
    aslında bana gerçekten çok hoş olan bir parti hazırlamıştın. Open Subtitles لقد قمت بإعداد حفلة ليّ والتي كانت رائعة جداً في الحقيقة
    Hayat senin için çok zor olsa gerek. çok zor. Open Subtitles حياتكَ يجب أنْ تُحاولَ جداً، صَعِب جداً في الحقيقة.
    Bu çok kötü aslinda, çünkü seni oldukça iyi gösterebilir. Open Subtitles هذا سيءٌ جداً في الحقيقة لأنه بإمكانك أن تبدو جميلاً جداً
    aslında çok zekidir. Ama ona yol gösteren kimse yok. Open Subtitles هو ذكي جداً في الحقيقة هو لا يعرف أي اتجاه عليه أن يسلك
    Endişe içinde olmadığın zamanlar gerçekten çok güzel oluyorsun. Open Subtitles أنتِ جميلة جداً في الحقيقة عندما لَم تُفزَعي
    Güzel ahbap, sonra da kazandığım ödülü ona veririm, çok güzel olur. Open Subtitles 43,108 جيد، يارجل , ثم أعطيها الجائزة وذلك جيد لا، ذلك مُخطئ جداً في الحقيقة
    Evrenin bir zamanlar çok küçük olduğunu bildiğimize göre, hatta bir protondan bile daha küçük bu çok önemli bir anlama gelir. Open Subtitles وبما أننا نعرف أن الكون نفسه كان لمرة صغير جداً في الحقيقة, أصغر من البروتون هذا يعني شيء مدهش جداً
    Oldukça ünlü bir protein, aslında denizanasından, pek çok insan doğal biçiminde kullanıyor çünkü yaptığınız zaman görmek çok kolay. TED وهو بروتين مشهور جداً في الحقيقة يُستخلص من قنديل البحر ويستخدمه الكثير من البشر في شكله الطبيعي لأنه من السهل معرفة أنك صنعته بنفسك.
    Gerçekten çok kötüydü. Open Subtitles هو كَانَ سيئَ جداً في الحقيقة.
    Ama risk almaktan korkan bir kişi bunun bedelini çok pahalıya öder. Open Subtitles لكن a رجل الذي يَتوقّفُ عن أَخْذ الأخطارِ في دُفْعاتِ الحياةِ a سعر غالي جداً في الحقيقة.
    Hemde o kadar çok ki, evlerinde spor salonu bulundurmak zorundalar. Open Subtitles كثير جداً, في الحقيقة, لدرجة أنهم يضعونهم في الصالات الرياضية - كيتي
    Yani, bazen uçuk görünen şeyler aslında o kadar basit ki. Open Subtitles اقصد احيانا الامور التي تبدو رائعة جداً في الحقيقة هي بسيطة جداً
    Kas Kafa'nın burada yaptığı, ki aslında oldukça dahiyane göz kapaklarını göz şeklinde boyamış bu sayede o Bayan Grundy'nın çenesini çekmeden uyuyor. Open Subtitles -من عَملَ برنامج دليل البحثَ هنا -هو مبدعُ جداً في الحقيقة لقد رسم حدقة العين على جفونه
    aslında, iç çamaşırları çok rahat. Open Subtitles لكن ملابسهم تبدو مريحة جداً في الحقيقة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus