| Doğru, kırdım ama büyükanneniz haksızdı. | Open Subtitles | كسرت بعض الأشياء، لكن جدتكما كانت مخطئة |
| Delia ve Deidre Dennis, büyükanneniz kefaletinizi ödedi, ...ve onun gözetiminde şartlı olarak serbest bırakılıyorsunuz. | Open Subtitles | (ديليا) و(ديدر دينيز)، جدتكما دفعت كفالتيكما وسيطلق سراحيكما تحت رعايتها، بانتظار محاكمتيكما |
| büyükanneniz size | Open Subtitles | و هل أخبرتكما جدتكما أن |
| Aşağı inin, Zach'in arabasını alın ve Büyükannenize gidin. | Open Subtitles | اركبا سيارة زاك واذهبا إلى بيت جدتكما |
| Jack, dinle, ben Declan ve senin Şükran Günü için yarın Büyükannenize gitmenizi istiyorum. | Open Subtitles | أن تذهب أنت و (ديكلان) إلى بيت جدتكما. بمناسية عيد الشكر غداً. كنت أعتقد أننا سوف نقضيه هنا. |
| Dinleyin, büyük annenizin hastanede olduğunu söylemek için geldim. | Open Subtitles | اسمعا , أردت أن أخبركما أن جدتكما في المستشفى |
| Dinleyin, büyük annenizin hastanede olduğunu söylemek için geldim. | Open Subtitles | اسمعا , أردت أن أخبركما أن جدتكما في المستشفى |
| Biliyordum büyükanneniz nerde ? | Open Subtitles | علمتُ ذلك أين جدتكما |
| büyükanneniz de bize yardımcı olacağını söyledi. | Open Subtitles | وقالت جدتكما انها ستساعدنا |
| Çocuklar, bu sizin büyükanneniz Yin. | Open Subtitles | (يا أولاد , هذه جدتكما , (ين |
| Büyükannenize güle güle deyin. | Open Subtitles | نعم حسنا، ودعا جدتكما |