Büyükailen bir günah içinde yaşıyor çünkü büyükbaban evlenme teklif etmemiş. | Open Subtitles | يعيش جديكِ في الخطيئة لأن جدكِ لا يريد أن يطرح السؤال |
Eğer uğramak istersen büyükbaban hakkında inanamayacağın hikayeler anlatabilirim. | Open Subtitles | بإمكاني أن أخبركِ بعض القصص عن جدكِ لن تصدقيها |
Çünkü Deden yetişkin birisi ve yetişkinler isterse salaklık yapabilir. | Open Subtitles | لأن جدكِ أصبح بالغاً، والبالغون يكونوا أغبياء. |
Deden projesini tek başına bitirmek zorunda çünkü bizim gitmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | حسناً، يجب على جدكِ أن ينهي عمله لوحده لأن علينا الذهاب الآن. |
- Pek sayılmaz, sadece üç hafta. Söylesene, Büyükbabanın teleskopu hâlâ duruyor mu? | Open Subtitles | ليس فعلا، فقط ثلاث أسابيع أخبريني، هل ما زال جدكِ يملك ذلك التلسكوب ؟ |
Tatlım... dedenin yapması gereken işler var. Bizimle gelemeyecek. | Open Subtitles | حبيبتي، جدكِ لديه بعض الأعمال ولن يستطيع السفر معنا |
büyükbabanı ya da babanı tanıma fırsatın olmadığı için üzgünüm. | Open Subtitles | آسفة لأنكِ لم يمكنكِ التعرف على جدكِ أو على والدكِ , بالنسبة لذلك |
Ailen hava kuvvetlerindeydi, büyükbaban Bletchley Park' ta çalıştı. | Open Subtitles | عمل والداكِ في القوات الجوية الملكية وعمل جدكِ ضد المخابرات النازية |
Bana burada herhangi biri yaşıyormuş gibi gelmedi tabii ki büyükbaban karanlıkta oturmaktan hoşlanmıyorsa. | Open Subtitles | لايبدو كأن احداً هنا إلا إذا كان جدكِ يحب ان يجلس في الظلام |
Cinayetler işlendiği zaman büyük büyükbaban ve büyük büyükannen bu evde yaşıyormuş. | Open Subtitles | كما تعلمي فإن جدكِ الأكبر وجدتكِ الكبرى عاشوا في هذا المنزل عندما حدث ذلك |
büyükbaban aileye düşkün bir adam değil; Söyledikleri yalan. | Open Subtitles | جدكِ لا يودّ لَم شمل العائلة, كل هذه أكاذيب. |
Elbette tatlım. Bak büyükbaban sana bir hediye getirmiş. | Open Subtitles | بالطبع يا عزيزتي، وأنظري، أحضر لكِ جدكِ هدية. |
Deden iyileşme özelliğimin benden alınıp aktarılabileceğini söylemişti. | Open Subtitles | جدكِ أخبرني بأن قدرتي على شفاء .الذاتي، يُمكن نقلها إلى شخص آخر |
Ama Deden bana hiçbir şeyden korkmamayı öğretti. | Open Subtitles | ولكن جدكِ علمني أن لا أكون خائفاً من أي شيء |
Gerçekten ben Şeytan olabilirim ama Deden şeytanın ta kendisi. | Open Subtitles | أعني قد أكون الشيطان لكن جدكِ هو الشيطان بعينه |
Deden hayalet olmaya çok yaklaştı ya ondan. Yatağa dön. | Open Subtitles | كلا، ذلك بسبب جدكِ وشيك للغاية أن يكون كذلك، عودي إلى السرير. |
Babam, babanın kölelerinden biriydi ve öncesinde de Büyükbabanın kölesiydi. | Open Subtitles | أبي كان أحد عبيد أبيكِ، وعبد جدكِ قبل ذلك. ممل! |
Babam, babanın kölelerinden biriydi ve öncesinde de Büyükbabanın kölesiydi. | Open Subtitles | أبي كان أحد عبيد أبيكِ، وعبد جدكِ قبل ذلك. |
Büyükbabanın evine bakmaya gitmeyi düşünüyorum. | Open Subtitles | اظنُ انهُ من الأفضل ان اذهبَ إلى منزل جدكِ |
Bu benim için de kolay değil ama dedenin isteklerini yerine getiriyorum. | Open Subtitles | ،أن هذا ليس سهل عليّ .لكنني أتبع تعليمات جدكِ |
büyükbabanı öldürebilecek güçteki tek silah bu olabilir. | Open Subtitles | لربما إنها الوسيلة الوحيدة لقتل جدكِ لأجل الصالح الافضل. |
büyükbabana tahıl ve sebze diyeti uygulamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لقد كنت أحاول إبقاء جدكِ على حميته الغذائية الماكروبيوتيك الماكروبيوتيك : الغذاء القليل الدهون والعالي الألياف |
Çocukken buraya gelmiştik. büyükbabanla birlikte aynı fotoğrafı çektirmiştik. | Open Subtitles | لقد أتيتُ إلى هنا عندما كنت صغيرا و ألتقطت نفس الصورة لي مع جدكِ |
dedene ulaşıp yardım getirmen için fırsatın olur. | Open Subtitles | الباب سيكون مفتوحاً لكِ لتصلين إلى جدكِ وتتطلبين مساعدته |
Sanırım, bu onu Büyükbabanız yapıyor, evet. | Open Subtitles | ذلكَ يجعلهُ جدكِ , إذن نعم. |