"جدكِ" - Traduction Arabe en Turc

    • büyükbaban
        
    • Deden
        
    • Büyükbabanın
        
    • dedenin
        
    • büyükbabanı
        
    • büyükbabana
        
    • büyükbabanla
        
    • dedene
        
    • Büyükbabanız
        
    Büyükailen bir günah içinde yaşıyor çünkü büyükbaban evlenme teklif etmemiş. Open Subtitles يعيش جديكِ في الخطيئة لأن جدكِ لا يريد أن يطرح السؤال
    Eğer uğramak istersen büyükbaban hakkında inanamayacağın hikayeler anlatabilirim. Open Subtitles بإمكاني أن أخبركِ بعض القصص عن جدكِ لن تصدقيها
    Çünkü Deden yetişkin birisi ve yetişkinler isterse salaklık yapabilir. Open Subtitles لأن جدكِ أصبح بالغاً، والبالغون يكونوا أغبياء.
    Deden projesini tek başına bitirmek zorunda çünkü bizim gitmemiz gerekiyor. Open Subtitles حسناً، يجب على جدكِ أن ينهي عمله لوحده لأن علينا الذهاب الآن.
    - Pek sayılmaz, sadece üç hafta. Söylesene, Büyükbabanın teleskopu hâlâ duruyor mu? Open Subtitles ليس فعلا، فقط ثلاث أسابيع أخبريني، هل ما زال جدكِ يملك ذلك التلسكوب ؟
    Tatlım... dedenin yapması gereken işler var. Bizimle gelemeyecek. Open Subtitles حبيبتي، جدكِ لديه بعض الأعمال ولن يستطيع السفر معنا
    büyükbabanı ya da babanı tanıma fırsatın olmadığı için üzgünüm. Open Subtitles آسفة لأنكِ لم يمكنكِ التعرف على جدكِ أو على والدكِ , بالنسبة لذلك
    Ailen hava kuvvetlerindeydi, büyükbaban Bletchley Park' ta çalıştı. Open Subtitles عمل والداكِ في القوات الجوية الملكية وعمل جدكِ ضد المخابرات النازية
    Bana burada herhangi biri yaşıyormuş gibi gelmedi tabii ki büyükbaban karanlıkta oturmaktan hoşlanmıyorsa. Open Subtitles لايبدو كأن احداً هنا إلا إذا كان جدكِ يحب ان يجلس في الظلام
    Cinayetler işlendiği zaman büyük büyükbaban ve büyük büyükannen bu evde yaşıyormuş. Open Subtitles كما تعلمي فإن جدكِ الأكبر وجدتكِ الكبرى عاشوا في هذا المنزل عندما حدث ذلك
    büyükbaban aileye düşkün bir adam değil; Söyledikleri yalan. Open Subtitles جدكِ لا يودّ لَم شمل العائلة, كل هذه أكاذيب.
    Elbette tatlım. Bak büyükbaban sana bir hediye getirmiş. Open Subtitles بالطبع يا عزيزتي، وأنظري، أحضر لكِ جدكِ هدية.
    Deden iyileşme özelliğimin benden alınıp aktarılabileceğini söylemişti. Open Subtitles جدكِ أخبرني بأن قدرتي على شفاء .الذاتي، يُمكن نقلها إلى شخص آخر
    Ama Deden bana hiçbir şeyden korkmamayı öğretti. Open Subtitles ولكن جدكِ علمني أن لا أكون خائفاً من أي شيء
    Gerçekten ben Şeytan olabilirim ama Deden şeytanın ta kendisi. Open Subtitles أعني قد أكون الشيطان لكن جدكِ هو الشيطان بعينه
    Deden hayalet olmaya çok yaklaştı ya ondan. Yatağa dön. Open Subtitles كلا، ذلك بسبب جدكِ وشيك للغاية أن يكون كذلك، عودي إلى السرير.
    Babam, babanın kölelerinden biriydi ve öncesinde de Büyükbabanın kölesiydi. Open Subtitles أبي كان أحد عبيد أبيكِ، وعبد جدكِ قبل ذلك. ممل!
    Babam, babanın kölelerinden biriydi ve öncesinde de Büyükbabanın kölesiydi. Open Subtitles أبي كان أحد عبيد أبيكِ، وعبد جدكِ قبل ذلك.
    Büyükbabanın evine bakmaya gitmeyi düşünüyorum. Open Subtitles اظنُ انهُ من الأفضل ان اذهبَ إلى منزل جدكِ
    Bu benim için de kolay değil ama dedenin isteklerini yerine getiriyorum. Open Subtitles ،أن هذا ليس سهل عليّ .لكنني أتبع تعليمات جدكِ
    büyükbabanı öldürebilecek güçteki tek silah bu olabilir. Open Subtitles لربما إنها الوسيلة الوحيدة لقتل جدكِ لأجل الصالح الافضل.
    büyükbabana tahıl ve sebze diyeti uygulamaya çalışıyorum. Open Subtitles لقد كنت أحاول إبقاء جدكِ على حميته الغذائية الماكروبيوتيك الماكروبيوتيك : الغذاء القليل الدهون والعالي الألياف
    Çocukken buraya gelmiştik. büyükbabanla birlikte aynı fotoğrafı çektirmiştik. Open Subtitles لقد أتيتُ إلى هنا عندما كنت صغيرا و ألتقطت نفس الصورة لي مع جدكِ
    dedene ulaşıp yardım getirmen için fırsatın olur. Open Subtitles الباب سيكون مفتوحاً لكِ لتصلين إلى جدكِ وتتطلبين مساعدته
    Sanırım, bu onu Büyükbabanız yapıyor, evet. Open Subtitles ذلكَ يجعلهُ جدكِ , إذن نعم.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus